Ayıplı mal veya hizmetten dolayı mağdur olan tüketicinin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre sahip olduğu haklar konusunda bilgilendirmede bulunan Avukat Şuheda Sertdemir, şu ifadelere yer verdi:

Tüketici ve tüketicinin korunması kavramları Türk hukukunda son yıllarda büyük bir önem kazanmıştır. Şöyle ki modern hayatta fertler, bizzat kendilerinin karşılayamadıkları tüketim ihtiyaçlarını sosyal yaşamın gereği olarak farklı sözleşme tipleriyle karşılamaktadırlar. Mal ve hizmet edimlerini konu alan sözleşme tipleri ise satım, hizmet, istisna, vekalet, yayın ve bazı hallerde şirket sözleşmeleri olarak görülmektedir. Ekonomik olarak daha güçlü konumda olan hizmet sağlayıcıları karşısında daha zayıf durumda olan bireylerin istismarının önlenmesi hukuk düzeni tarafından korunmaktadır.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uyarınca "ayıplı mal" kavramını açıklayacak olursak; Bir malın satıcısı tarafından bildirilen veya o malın ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında, standardında, teknik düzenlemesinde yer alan özelliklere uygun olmaması " Ayıplı Mal" olarak kabul edilir. Tüketici ayıplı mal ifası durumunda süreye bağlı bir gözden geçirme ve ihbar külfeti olmaksızın 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanabilecektir.

Öncelikle, ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerden bir veya birden fazlasını taşımayan mallar ayıplı mal niteliğini haizdir. Bu gibi durumlarda dürüstlük kuralı çerçevesinde satıcı ve müteselsilen üretici ve ithalatçı bakımından bir ayıplı ifa sorumluluğu doğacaktır.

Satıcın ayıplı ifa durumunda sorumluluğundan bahsedecek olursak, ilk olarak malın fiziksel olarak tüketiciye teslim edilmesi anına kadar malın uğrayabileceği her türlü zarardan sorumluluk satıcıdadır. TKHK m.10/1, "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir." Şeklinde ispat yüküne yönelik bir karineye yer vermiştir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya ait olacaktır. Böylece kanun koyucu tüketiciyi koruyup zor bir ispat külfetinden kurtarmıştır.

Ayıplı mal karşısında tüketicinin bazı seçimlik hakları vardır. Hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar satıcı tarafından karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklardan biri ile birlikte tazminat da talep edebilir. Yenilik doğuran hak niteliğindeki seçimlik hakları dört bent halinde izah edecek olursak;

1- Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme;

Tüketici dönme hakkını kullandığında teslim aldığı ayıplı malı satıcıya geri vermekle yükümlü olup, ayrıca satılandan elde ettiği yararları da satıcıya iade etmek zorundadır. Tüketici satış bedeli faiziyle birlikte iade edilinceye kadar satılan üzerinde kişisel hapis hakkına (genel alıkoyma) sahiptir. Yargılama giderleri ile satılan için yaptığı giderlerin tüketiciye ödenmesi gerekir. Dönme hakkının kullanılması halinde, tüketicinin malı kullanmış olması sebebiyle satıcının, bir indirim talep edebilmesi mümkün değildir.

2- Satılanı alıkoyup ayıp oranında bedelinden indirim isteme;

Tüketici bu hakkı kullandığında sözleşmeyi sona erdirmeksizin satış bedelinde ayıpla orantılı bir indirim sağlar.

3- Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme;

Burada ücretsiz onarım ile satış bedeli arasında orantılılık vurgulanmıştır. Bu talebin karşı tarafa iletilmesinden itibaren 30 iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise 60 iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur.

4- İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirme;

Yine aynı şekilde bu talebin karşı tarafa iletilmesinden itibaren 30 iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise 60 iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur.

Üzerinde durulması gereken bir diğer husus, FATURASIZ AYIPLI MAL İADESİ MÜMKÜN MÜDÜR? Buna göre fiş veya faturanın bulunmaması durumunda iade yapılması mümkündür. KDV Genel Uygulama Tebliği ile fiili imkansızlıklar nedeniyle alış belgesinin ibraz edilemediği açıkça belirtilmek suretiyle gider makbuzu düzenlenmesi mümkündür. Böylece tüketici, elinde fiş veya fatura bulunmasa dahi ayıplı malı iade edebilecek, değişim yapabilecektir.

Satıcı yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa tüketicinin başvuracağı yollar malın ekonomik değerine göre değişiklik göstermektedir. Buna göre 2021 yılı için;

7.550 Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe Tüketici Hakem Heyetleri, büyükşehir statüsünde olan illerde 7.550 ile 11.330 TL arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketiçi Hakem Heyetleri, büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde 11.330 TL altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri, büyükşehir statüsünde olmayan ilçelerde 7.550 TL ile 11.330 TL arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir.

Tüketici Hakem Heyetine yapılan başvurudan sonuç alınamazsa 15 gün içinde kişinin dava açma hakkı doğar. Ayıplı mal dava açma süresi kaçırılmamalıdır. Bu dava Tüketici Hakem Heyeti kararına karşı itiraz niteliğindedir.

Editör: Haber Merkezi