Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Elbistan Şubesi’nin seçimi öncesinde hayırlı olsun ziyaretinde bulunan,Maden-İş Genel Başkanı İsmail Aslan, “Bizim destek verdiğimiz, istediğimiz, arzuladığımız bu işletmede huzursuzluk olmasın. Bir-iki kişinin sendikacı olması o kadar da önemli değil. Önemli olan, bu işyerinin huzurudur” dedi.
Aslan, Maden-İş Elbistan Şubesi seçimlerine de değinerek, “Ben teşkilatımı tabi ki korumak zorundayım. Beni taşıyan, benim taraftarım olan, yıllardır benimle mücadele eden birileri var” diyerek mevcut yönetime olan desteğini dile getirdi.
Maden-İş Sendikası Genel Başkanı İsmail Aslan ile Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Levent Eşiyok, Genel Sekreter Vedat Ünal, Genel Teşkilat Sekreteri Nurettin Akçul, Genel Eğitim Sekreteri Hasan Hüseyin Yıldız, seçimler öncesinde Maden-İş Elbistan Şubesini ve Başkan Adayı İsmet Bölükbaşı’nı ziyaret ederek, hayırlı olsun dileklerini iletti.
Sendikaya gelişinde; Maden-İş Şube Başkanı İsmet Bölükbaşı, Şube Yöneticileri Mustafa Ata, Yakup Yüce, Bekir Sami Yavuz ve Mustafa Erdoğan ile çok sayıda işçi tarafından karşılanan Aslan ve genel merkez yöneticileri, daha sonra sendikada toplanan işçilerle bir araya geldiler.
Elbistan-Afşin şube ziyaretini değerlendiren Genel Başkanı İsmail Aslan, şunları söyledi:
“Seçim sadece aynı tarihte Elbistan Şubesi’nin seçimi değil. Türkiye Maden-İşçileri Sendikası Genel Merkez Yönetimi olarak bir karar aldık, ‘şu tarihten itibaren şubelerimiz delege seçimlerini yapabilir’ dedik. Ve şube başkanı, şube yönetici arkadaşlarımız da kendilerine göre seçimin saatini, gününü ayarlayıp seçim kararı alarak ilan etti. Aynı tarihte Türkiye Maden-İşçileri Sendikası’na bağlı 6 tane şubemiz seçim kararı aldı. Biliyorsunuz delegeliğe müracaatlarımız bitti, itiraz süresi bitti ve oy kullanma tarihi olarak da önümüzdeki Perşembe günü bütün arkadaşlarımız sandık başında olacaklar. Biz, genel merkez yönetimi olarak geçmişte olmayan bir şeyi yapıyoruz. Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Merkez Yönetimi olarak bütün şubelerimize seçim tarihinde ulaşmaya çalışıyoruz ve bugün de buradayız. İnşallah seçim kararı alan diğer Kırıkhan, Tunçbilek, Kütahya, Hisarcık, Çayırhan şubelerine de uğramaya çalışacağız.”
Maden-İş Sendikası Elbistan-Afşin Şubesi’nin mevcut yönetimine destek verdiğini açık bir dille ifade eden Genel Başkan İsmail Aslan, diğer hiçbir şubedeki seçimlerde ikinci bir liste olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Ben, bu yörede burada çalışan bir işçiyim. Beni sendikacılığa ilk taşıyan insanlar, benim temelimi buradaki insanlar attı. Bir önceki gelmem de ‘beni bu işyerim taşıdı’ diyorum, m’nin arkasına i harfi geliyor ‘beni bu işyeri mi taşıdı’ anlamı çıkıyor ve maalesef şubenin muhalifi arkadaşlar bunu alıyorlar, işyerlerine dağıtıyorlar ‘bakın İsmail Aslan beni bu işyeri mi taşıdı diye konuşuyor’ diyorlar. Benim burada dozer işçisi olarak çalıştığımı, beni bu işyerinin taşıdığını herkes biliyor. Yani beni bu insanlar omzunda oraya kadar götürdü. Ama ne oldu, yönetime taşıdı, ondan sonra 2003 yılında gittikten sonra da beraber çalıştığım değerli yönetici arkadaşlarımı tanıdım, diyalogum, samimiyetim, dostluğum, arkadaşlığım oldu ve bu arkadaşlar da, üzücü bir olay sonucunda, genel başkanımızı kaybetmemizin ardından ‘bu makama seni getirelim’ dediler. Hâlâ şunu duyuyorum ‘emanet gelmiş sayın genel başkan, şöyle olmuş.’ Benim gizli saklım yok, bunu kendi yönetimime de rahatlıkla konuşabilirim. Ama az da olsa, bu yüzde birlerle de olsa buna üzülmemek mümkün değil.
Bugün, Türkiye genelinde 27’de 1 olan Elbistan-Afşin şubesi var. Arkadaşlarım, yönetim kurulum da burada. 8 bin 500 Soma’da var, 3 bin 500 Kütahya’da var, bin 500 tane Çayırhan’da var, Muğla Yatağan’da bin 400 tane var ve diğer yerlerde sayı olarak sıralamaya göre biz 6., 7. sıraya geliriz. Böyle bir yerden giden bir insan arkadaşlarının desteği ile genel merkez koltuğuna oturtturuluyor, genel başkanlığa seçiliyor, ondan sonra kalkıyorlar sayıları 100’de 1’de olsa ‘vay efendim emanetmiş, vay efendim şuymuş, buymuş’ deniliyor. Bunlara tabi ki üzülüyorum arkadaşlar. Şimdi ben burada itiraf ediyorum, yönetim kurulu arkadaşlarım da burada. Şu an genel merkezdeki huzur, genel merkezdeki samimiyeti buradaki şubede vallahi görmedim. Bizde böyle bir gidişat var, onun için kalkıp da ‘şöyle böyle’ demenin bir anlamı yok. Şayet birileri diyorsa ki bizde ‘genel merkeze genel başkan oluruz’ derlerse kimse kusura bakmasın. 8 bin 500 tane üyesi olan Soma’nın temsilcisi bana bunu demiyor, ‘benim 8 bin 500 tane üyem var, sen benim 8’de birimsin’ demiyor. Ama bakıyorum 3-5 kişi ‘vay efendim emanetmiş, şuymuş, buymuş’ diyor. Size söz veriyorum, hata yapmadığım müddetçe o arkadaşlarıma güveniyor, şayet felç olmazsam, sağlığımı kaybetmezsem, ölmezsem o Türkiye Maden-İşçileri Sendikası Genel Başkanıyım arkadaşlar.
Bugün seçim var ve ‘sen hangi taraftasın’ diyorlar. Nasıl hangi taraftayım? Ben teşkilatımı tabi ki korumak zorundayım. Beni taşıyan, benim taraftarım olan, yıllardır benimle mücadele eden birileri var, birileri de sürekli benim ayağımı tutup sürekli çekiyor. Peki, ben ne yapayım, ne yapmam lazım? Bugün siyasilere baksan onlar da bir örgüt nihayetinde. Mesela Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan buraya geldiğinde, Durmuş Küçük’ü desteklemeyip de ‘Abdullah Paksoy mu gelsin’ dedi. MHP’liler gelip de ‘Abdullah Paksoy gelmesin Durmuş Küçük mü gelsin’ dedi. Biz Türkiye Maden-İşçileri Sendikası olarak bir kader birliği yaptık, çok da iyi bir gidişatımız var. Hiçbir şubenin huzurunu bölmeye, parçalamaya bizim hakkımız olmadığı gibi diğerlerinin de hakkı asla olamaz. Genel merkez yönetimi olarak şu anda konuştuğumu gidiyorum Soma’da da, Kütahya’da da, Çayırhan’da da, Yatağan’da da rahatlıkla konuşabiliyorum. Onun için arkadaşlar bu işyerini, işletmeyi bölmeye kimsenin hakkı yok. Ve nihayetinde 5 tane yönetici olacak. Buna değer mi? İnsanları rahatsız etmeye, huzursuz etmeye değer mi? Ben burada seçim aldım, şube yöneticiliği, şube başkanlığı yaptım. Ama buranın seçimi bu döneme kadar seviyesi ne düştüydü, ne de kalitesiz hale geldiydi. İnsanlar hizmete ne için talip olmalı? Yarışta olmalı. Demeli ki ‘ben varım, ben en iyisini yaparım, en güzelini yaparım.’ Ama bugün baktığınız zaman Elbistan Şubesi Türkiye’de ücret olarak bir numara. Maaşlar veriliyor, ikramiyeler veriliyor, mesai yapanlar mesaisini alıyor, Pazar günü çalışanlar pazarını alıyor. Yani bir sendika boşluğu yok.
Şunu da söyleyeyim. 6 tane şubede seçim kararı alınıyor ve hiçbirisinde ikinci bir liste yok beyler. Arkadaşlar, sadece genel başkanın olduğu şubede, 27’de 1 olan bir şubede adeta kıran kırana bir seçim yaşanıyor. Tabi ki demokratik bir ülkede yaşıyoruz tabi ki olmalı ben ona bir şey demiyorum. Ben genel merkeze gideli 7 sene oldu ama çalışan veya çalışmayan, örgütlerin başında olan veya olmayan insanlara ben 7 senedir hizmet veriyorum. Genel merkezin 7 tane kapısı var ve hepsi de sonuna kadar açık, herkesi buyur edip ‘bir emriniz mi var, bir isteğiniz mi var’ diyor ama buna rağmen ne aranıyor bilmiyorum ki? Onun için bizim destek verdiğimiz, istediğimiz, arzuladığımız bu işletmede huzursuzluk olmasın. Arkadaşlar 1-2 kişinin sendikacı olması o kadar da önemli değil. Önemli olan, bu işyerinin huzurudur. Onun için biz buraya genel merkez olarak nezaketen bir hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Buradan sonra da işletmemize uğrayacağız ve arkadaşlarımızla yemekhanede bir araya geleceğiz. Ondan sonra da ulaşabildiğimiz diğer şubelere gidip aynı böyle hayırlı olsun diyeceğiz.”
