Akçul: “Yerli kömürü çevreye duyarlı santrallerde elektriğe dönüştürelim”
Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Genel Başkanı Nurettin Akçul, elektrik üretimindeki kömürün payının çevre faktörleri de göz ardı edilmeden yüzde 50’lere çıkarılması gerektiğini söyledi. Akçul; “Santral kurulsun, kömür çıkarılsın ama çevre faktörleri de göz ardı edilmesin” dedi.

Madencilik sektörü, sendikal örgütlenme ve maden ocaklarında meydana gelen ölümlü iş kazalarına ilişkin olarak açıklamalarda bulunan Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, Maden işçileri olarak bu acılar bitsin, maden işçilerinin evlerine, ocaklarına ateş düşmesin istiyoruz. İş kazası denilen bu felaketler son bulsun diyoruz. Maden işçisi, kömür işçisi denilince akla grizu, göçük, ölüm gelmesin istiyoruz. Biz sağlıklı, güvenli ortamlarda insanca çalışma isteğimizi bir kez daha buradan haykırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Kömür madenciliği sektöründe ölümlü iş kazalarında Türkiye’nin dünya birincisi olduğuna işaret eden Genel Başkan Akçul, iş kazalarının son bulması için 3 anahtar sundu. Akçul, şunları söyledi:

 “Ülkemizin iş kazalarındaki kötü tablosunu hepimiz biliyoruz. Özellikle kömür madenleri ölümlü iş kazalarında ön plana çıkıyor. Kömür madenciliğinde ölümlü iş kazalarında ne yazık ki dünya birincisi konumundayız. Kuzey Kore’nin bile önündeyiz. Soma ve Ermenek kazalarının ardından hükümetimiz bir dizi düzenleme çıkardı ve bazı düzenlemelerin de hazırlığı içinde. Mutlaka ki, yapılması öngörülen her düzenleme ocakları güvenli hale getirmek için önemli. Ama ocaklarda iş kazalarını önlemek için İlk olarak iş kazalarının, önüne geçmek için, köle çalıştırma düzenin maden ocaklarında yasaklanması gerekiyor. Öyle ki ülkemizde bu düzende çalışan iş kanunundan iş güvenliğinden bir haber onlarca ocak var. İkinci olarak üretim baskısından ve aşırı kar hırsından işçinin kurtarılması gerekiyor. Üçüncü olarak denetimlerin bağımsızlaştırılması, ayrıca sürekli ve etkili hale getirilmesi gerekiyor.

İlk iki çözümün anahtarı, örgütlülük, sendikal örgütlülüktür. Üretim baskısı sendikayla sınırlanır, yerinde ve sürekli denetim sendikal örgütlülükle yapılır. Ayrıca sendikal örgütlülük kayıt dışılığın da organik ilacıdır. Kayıt dışı haksız rekabeti de beraberinde getirir. Sendikanın olduğu yerde kayıt dışılık olmaz haksız rekabet de ortadan kalmış olur. Bunun için diyoruz ki sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı,  özellikle maden ocaklarında sendikalaşma teşvik edilmelidir. İşverene hem ücret, hem iş akdi bakımından bağımlı bir iş güvenliği uzmanının işini layıkıyla yerine getirmesi beklenebilir mi? İş güvenliği uzmanının işverene bağımlılığına son verilmelidir.”

 Türkiye’deki cari açığın en önemli nedenlerinden biri olan enerji ithalatının azaltılması için yerli kaynakların devreye alınması gerektiğini vurgulayan Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, “Biz daha çok kömür üretmek, ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak istiyoruz” ifadesini kullandı.

Akçul, bu konuda da; “Cari açığın en önemli nedenlerinden birisi de enerji ithalatıdır. Ayrıca, dışa bağımlılık, kaynak çeşitliliğinden öte tehlikeli bir bağımlılık düzeyine ulaşmıştır. Ülkemizin hem cari açığını, hem enerjide dışa bağımlılığını azalmak için enerjide mümkün olduğunca yerli kaynakların harekete geçirilmesi gerekiyor. Bilinen, planlanabilir, öngörülebilir yerli kaynak ise kömürdür. Kömür üretimi ve kömür ile çalışan termik santrallerinin miktarı mutlaka artırılmalıdır. Son dönemlerde yüzde 25’leri zorlayan elektrik üretimindeki kömürün payı yüzde 50’lere çıkarılmalıdır. Biz daha çok kömür üretmek, ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak istiyoruz. Ama bunu önce üretim değil, önce insan, önce iş güvenliği anlayışının hakim kılındığı ocaklarda yapmak istiyoruz.

Yine, ithalata bağımlı olmayan iki sektörden birisi madenciliktir. Diğeri turizmdir. Ayrıca, madencilik, yüksek istihdam sağlayan, katma değer üreten bir sektördür. Ülkemizde sayıları milyonlarla ifade edilen işsizlik için de çözüm sunacak bir sektördür. Madencilikte üretim teşvik edilmelidir. Madencilik üretimi teşvik edilsin derken, çevre duyarlılığını asla göz ardı etmiyoruz. Santral kurulsun, kömür çıkarılsın ama çevre faktörleri de göz ardı edilmesin. Yaşanır bir çevre olmadan kalkınmanın anlamsız olacağını biliyoruz” görüşlerini paylaştı.
Editör: Haber Merkezi