Cinpolat ve Mercimek’e yapmış olduğu yazılı açıklama ile cevap veren Kılınç, AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana kadını dışlayan değil, tam tersine kadına sahiplenen bir politika izlediğini, AK Parti Kadın Kolları Teşkilatı’na 1 milyon 400 bin kayıtlı kadın üye olmasının da bunun en büyük kanıtı olduğunu ifade etti.
AK Parti Afşin kadın Kolları Başkanı Ayşe Kılınç, CHP Afşin ilçe Başkanı Kazım Cinpolat ile Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Muazzez Mercimek’e cevaben yapmış olduğu açıklamada şu ifadelere yer verdi; “
“CHP Afşin İlçe Başkanı Kazım Cinpolat ,CHP Afşin Kadın kolları başkan yardımcısı Muazzez Mercimek ile beraber “25 Kasım Kadına yönelik şiddete karşı mücadele günü” olmasından dolayı bir basın açıklaması yapmıştır.Cinpolat açıklamasında “Kadına şiddet AK Parti döneminde uçuş yapmıştır.Kadını ikinci sınıf vatandaş gören,üç çocuk doğur önerisiyle evine kapatan,toplumsal yaşamın dışına iten anlayış iktidardan uzaklaştırılmadıkça kadına şiddet durmayacaktır” demiştir.
Biz AK Parti Kadın Kolları Teşkilatı olarak bu açıklamaya karşı çıkıyoruz.Kurumsallaşmış yapımızla , aldığımız siyasi eğitimle kadınlara yönelik açıklamalara kendi cevabımızı verebilecek kadar donanıma sahibiz.AK Parti kadını dışlayan bir politika izlemiş olsaydı Ak Parti Kadın Kolları Teşkilatı şu anda 1.400.000 kayıtlı üyesi ile halen dünyanın en büyük siyasi kadın örgütü durumuna gelemezdi.Hiç bir dönem kadınlar sosyal hayatın içerinde bu denli aktif olamamıştır.AK Parti,kadının toplumun temel taşı olduğu gerçeğiyle hareket etmiş ve kadınlara hak ettiği yeri vermeye hazır olduğunu ispatlamıştır.Üç çocuk doğur önerisiyle kadını evine kapatan anlayışın partimizle uzaktan yakından ilgisi olmadığı,en az üç çocuk denmesindeki amaç yine toplum yararına söylenmiş bir sözdür.Birinci çocuk anneyi temsil eder,ikinci çocuk babayı temsil eder.Üçüncü çocuk ise toplumun yaşlanmasına karşılık genç nüfusun artışını temsil eder.İkinci sınıf vatandaş söylemini ise Türkiye vatandaşı olan hiçbir kadın doğrulamayacaktır.Ayrıca Cinpolat AK Parti döneminde kadına şiddetin uçuş yaptığını söylemiştir.Kadına şiddet uygulamasının daha çok yetiştirilme tarzından kaynaklanan ahlaki çöküntünün yaşandığı ailelerde meydana geldiğini,bunun bir eğitim ve vicdan meselesi olduğunu hatırlatmak isteriz.
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan kadınlarımıza ne kadar önem verdiğini şu sözleriyle ifade etmişlerdir;
“2002 yılında göreve geldiğimiz gün kadınlarımızı dışlayan bir siyaset olamaz dedik.Kadınların sosyal ve siyasi hayata daha fazla katılmalarını tüm insanlığın kazanımı olarak değerlendirdik.Çalışmalarımızı bu doğrultuda devam ettirdik ve bugünlere geldik.AK PARTİ olarak,kadın haklarında ilerleme sağlanmasını ve kadınlarımızın toplumsal hayata katılımını ülke kalkınmasının vazgeçilmezlerinden biri sayıyoruz.” Başbakanımızın bu samimiyetle söylediği sözlerin arkasında nasıl durduğunu,kadınlara yönelik çalışmaların netliğini aşağıdaki istatistiklerde görmek mümkündür;
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 1934’ten bu yana mecliste en yüksek kadın katılımı gerçekleşti.
2003 yılında Aile Mahkemeleri kuruldu.Yine aynı yıl çıkarılan iş kanununda işyerlerindeki taciz olayları suç kapsamına alındı ve taciz suçu işleyenlerin cezalandırılacağı hükmüne bağlandı.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa TBMM’de “ Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu “ kuruldu.Kadın erkek eşitliği anayasaya girdi.Kadın erkek eşitliğinde devletin sorumluluğu ilk kez AK Parti iktidarında tanındı.
2010 yılında Anayasa’da yapılan değişiklikle,kadınlar,çocuklar,özürlüler,yaşlılar,şehitler,dul ve yetimler,gazilere pozitif ayrımcılık uygulamasının önü açıldı.
Kadınların şiddet görmelerini önlemeye yönelik çalışmalar yapıldı.
TBMM’de “ Töre namus cinayetlerini araştırma komisyonu “ kuruldu.
TCK’ da yapılan değişiklikle töre ve namus gerekçesiyle işlenen suçlar,kişiye bağlı suçlar kapsamına alındı,cezalar ağırlaştırıldı.
Şiddete uğrayan kadın ve çocuklara danışmanlık hizmeti veren ALO 183 Hattı açıldı.
Kadının iş hayatında yaşadığı sıkıntıları giderecek,Kadın istihdamını artıracak pek çok düzenleme gerçekleştirildi.
Kadının girişimciliğini desteklemek amacıyla belli merkezlerde kendi işlerini kurmak isteyen kadın girişimcilere başlangıç desteği verilmeye başlandı.
Sosyal yardım alanında kadınlara öncelik veren uygulamalara gidildi.”
