Afşin TSM Müdürü Doğan:
"Soba değil ihmal öldürüyor"
 
Afşin Toplum Sağlığı Merkezi Müdürü Rüveyda Doğan, soba zehirlenmelerine karşı uyardı. Doğan, sobanın değil ihmalin öldürdüğünü belirterek, karbon monoksit gazı zehirlenmelerinde baş sırayı alan soba kullanımına ilişkin önemli bilgiler verdi.
Karbon içeren yakıtların kullanıldığı yerlerde baca sistemlerinin iyi çekmemesi, rüzgarlı ve fırtınalı havalarda karbon monoksit gazı biriktiğini ve bu yerlerde uzun süre kalarak karbonmonoksit gazını soluyan kişilerde zehirlenme bulgularının oluşabildiğini kaydeden Doğan, “Soba değil ihmal öldürür” dedi.
Karbonmonoksit zehirlenmelerinin bazı basit tedbirlerle önlenebilen zehirlenmeler olduğunu belirten Afşin TSM Müdürü Doğan, şöyle konuştu:
“Soba ve baca kullanırken alınacak basit önlemler vardır. Sobanın kalite ve garanti belgesi olmalıdır. İzin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalıdır ve soba üstten yakılmalıdır. Yatmadan önce sobaya yakıt koyulmaması gerekiyor. Soba borularının ek yerlerinden gaz sızıntısı olmamasına dikkat edilmelidir. Sobanın bulunduğu yer sürekli havalandırılmalıdır. Lodoslu havalarda soba yakılmamalıdır. Kış aylarında sıkça rastlanan sobadan sızan gazdan zehirlenme olaylarının önüne, bilinçli soba kullanımı ile geçilebilir. Sobalar, yatmadan önce tamamen söndürülmeli ve içindeki yanmış, yarı yanmış kömür, odun gibi yakacak malzemeler dışarıya çıkartılmalıdır. Lodos, fırtına  gibi hava sirkülasyonunun olumsuz olduğu koşullarda sobalar yakılmamalıdır. Kömür tam tutuşmadan soba uyutulmamalıdır. Sobadaki ateşin üzerine kömür ilave edilmemesi, dolu kova ile değiştirilmesi gerekir. Sobanın hava girişleri tamamen kapatılmamalıdır.Bacalar düzenli aralıklarla temizlenmeli, açık tutulmalı, hava akımına ulaşacak şekilde çevre yapılardan yükseltilmelidir. Gerekirse aspiratörler kullanılmalıdır.Soba borusu ve dirsekleri belli periyotlarda temizlenmeli, kazanlar (Soba) TSE standartlarına uygun olmalıdır. Baca ve borularda zift ve katran oluşumunu engellemek için soba, bacaya en uygun mesafeye kurulmalı ve az sayıda dirsek kullanılmalıdır. Yatay borulara bacaya doğru yüzde 10 eğim verilmelidir.Bacalar düzenli olarak her yıl temizletilmelidir.”
Karbonmonoksit zehirlenmesi esnasında yapılması gerekenleri sıralayan Doğan, sözlerine şöyle devam etti: “Zehirlenen kişi vakit kaybetmeden hastaneye ulaştırılmalıdır.Karbon monoksit gazından etkilenmiş şahsı temiz havaya çıkarmalıyız. Hastaya eğer mümkünse oksijen gazı vermeliyiz, temiz  hava almasını sağlamalıyız. Gerekli sağlık hizmeti için hastane veya sağlık ocağını arayın.Diğer gazdan etkilenmiş kişi nefes almıyorsa, yardım gelene kadar suni teneffüs uygulayın. Karbon monoksit gazının bulunduğu mekanı havalandır. Pencere ve kapıları açarak gazdan etkilenmiş mekana temiz hava girmesini sağlayın. Karbon monoksit gazının neden meydana geldiğini araştırıp bulup, bunun bir daha tekrarlanmaması için gerekli önlemleri alın. Zehirlenen kişi vakit kaybetmeden hastaneye ulaştırılmalıdır."
Vatandaşları mantar zehirlenmelerine karşı da uyaran Afşin Toplum Sağlığı Merkezi Müdürü Doğan; "Doğal alanlarda yetişen ve yapısında zehirli madde bulunan şapkalı mantarların taze, kurutulmuş veya konserve olarak çiğ veya pişirilerek yenmesi sonucunda gelişen ve ölümle de sonuçlanabilen ciddi bir zehirlenmedir.Mantar zehirlenmeleri, özellikle ilkbahar ve sonbahar ayların­da yağışların bol olduğu mevsimlerde görülür.Ülkemizde doğal alanlarda yetişen zehirli mantarların da bulunduğu unutulmamalıdır.Mantar Zehirlenmesinden Nasıl Korunmalıyız?Zehirlenmelerin önemli bir kısmı esasında çok basit önlemler­le engellenebilecek niteliktedir.Bu çerçevede, mantar zehirlenmeleri de çok basit bir şekilde önlenebilecek bir zehirlenme tipi olup zehirlenmenin engellenmesindeki tek çare de doğal alanlarda yetişen mantarların kesinlikle yenmemesi; bunun yerine kültür mantarının tercih edilmesidir." dedi
Kültür mantarlarının tüketilmesi gerektiğini söyleyen Doğan, "Kültür mantarları bünyelerinde zehirli maddeleri bulundurma­dığından bir zehirlenme görülmesi mümkün değildir.Ancak, bu mantarların yetiştiği ortam itibarıyla, bazı mikroor­ganizmalar mantarların üzerinde bulunabilir. Bu mikroorgan­izmayla bulaşık mantarların çiğ olarak yenmesi sonucunda çok hafif mide ve bağırsak şikâyetlerinin gelişebileceği de unutulmamalıdır.Bunlara ilaveten, mantar alırken ambalajlı olanlar tercih edilmeli; ayrıca, ambalajda tüketiciyi bilgilendirmeye yönelik bazı bilgilerin yer aldığı etiketlerin olup olmadığına da dikkat edilmelidir." şeklinde konuştu.
Editör: Haber Merkezi