Hep belirli kalıplar içersine sığdırıldık. İtaat ettik önceleri… Her daim öğretmenlerimiz haklıydı ve eğer bir şey onların istediği gibi olmadıysa hatalıydı ve yanlıştı. Çünkü öğretmenler asla hata yapmazdı. Böyle öğretilmişti bizlere ve bizlerde eleştiremezdik. Resim öğretmenimiz bile belli bir kalıba sokmuştu bizleri. Papatya çizmemizi istemişti bizden. Ama bir papatya çizecekseniz eğer bu asla sizlerin istediği bir renkte olamazdı. Örneğin kırmızı ya da mavi papatya olamazdı, yoktu da öyle bir papatya çizemezdiniz. Öyle ya papatya dediğin yaprakları beyaz, ortası sarı ve sapı yeşil olurdu. Ne haddimizeydi o papatyayı kırmızıya boyamak… Derken küçüldü küçüldü hayallerimiz ve bir şeyler tasarlayamaz olduk. Artık bütün her şey matematik formülüne dönüşmüştü. Hiçbirimiz formülün dışına çıkamıyorduk, kalıp çoktan dökülmüştü.
Bir gün okulun ücra bir köşesinde bir oda gördüm. Kapıda da şöyle yazıyordu “rehberlik servisi” ve bir arkadaşımın söylediğine göre her türlü problemini rahatlıkla rehber öğretmeninle paylaşabiliyormuşsun. Çünkü fikirlerin ya da yaptıkların konusunda asla yargılanmıyormuşsun burada. Kendi hakkındaki kararlarını da düşünerek bulabiliyormuşsun.

Malum ya lise yıllarım kafam karışık. Kendime nasıl bir yol çizmem konusunda bir yanda annemin bana dair hayalleri, diğer yanda derslerinde başarılı olduğum tüm öğretmenlerimin bana karşı hayalleri. Peki ya benim hayallerim? Artık düşünmek bana da ağır gelmişti ve altından kalkamaz hale gelmiştim. Madem bu yükten kurtulmak istiyordum “hadi bakalım rehberlik servisine” ve kendimi odanın içinde buluverdim. Öyle güzel öyle sıcak karşılandım ki kendimi hiç bu kadar rahat hissetmemiştim. Aslında kafamdaki o karmaşık soruların cevabını odaya girer girmez bulmuştum. En son kapıdan çıkarken bende iz bırakan öğretmenimin sözleri kulaklarımda çınlıyordu. “Herkesin bir hayali vardır elbette ancak önemli olan senin hayallerin. Kendi hayallerini mi yaşamak istersin yoksa senin için seçilmiş başkalarının mı hayallerini…” Daha o kapıdan çıkmadan karar vermiştim. Kendi hayallerimi yaşayacaktım ve ileride bende başkalarına kendi hayallerini yaşamaları gerektiğini haykıracaktım.

Şimdi ne mi yapıyorum. Kendi hayalim içersinde gerçekleri yaşıyorum. Yüzlerce bana tebessüm eden minik suratlara sahibim. Hayatın acımasız tokadına rağmen ayakta duran minik ama koca yürekli öğrencilerim var. Odam ve ben her gün binlerce sırra ve yaşama şahit oluyoruz. Birlikte çözüm yolları üretiyoruz ve seçimini minik danışanlarım yapıyor. Karşılığında ise masamda bir çiçek ya da şiir yerini alıyor ve en önemlisi ise yüreklerindeki o kocaman sevgi… iyi ki hayallerimin gerçekliğini yaşıyorum ve iyi ki bugün o rehberlik servisindeki koltukta oturuyorum. İçimdeki bu güzel duygu her neyse iyi ki var ve umarım beni hiç terk etmez.

Rehberlik Öğretmeni
Hanım Cemre MARANGOZ
Editör: Haber Merkezi