İngiltere’nin en önde gelen gazetelerinden biri olan The Guardian, Afşin-Elbistan’daki mevcut termik santraller ve eklenecek yeni ünitelerin, bölgeyi dünyanın en büyük kömür santrali merkezine çevireceğini yazdı.
Gazetenin yazarlarından Damian Carrington ve foto muhabiri Sean Smith, Türkiye’nin kömürle çalışan termik santralleriyle ilgili kapsamlı bir habere imza attı. Türkiye’nin kömüre dayalı elektrik üretimine eleştirel bir bakış açısıyla haberini kaleme alan Carrington, yazısında “Türkiye’nin kömür atağını durdurmak için çok mu geç?” şeklinde sorgulamada bulundu.
Afşin, Elbistan, Amasra ve Zonguldak’ta termik santrallerin gölgesinde yaşamını sürdüren insanlar, ekonomistler ve çevre örgütlerinin temsilcileri ile de röportaj yapan The Guardian yazarlarından Damian Carrington, Türkiye’de kurulması planlanan 80 civarı yeni termik santrali ile Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın en büyük kömür yatırımının yapılmış olacağını belirtti. Carrington, Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımları yerine kömüre dayalı santrallere öncelik verdiğini, bunun da yol açacağı çevre sorunlarını, muhatapları ile görüşerek anlattı.
Carrington’un haberi, Gaia Dergi’den Yeşim Özbirinci tarafından Türkçeye çevrildi. Carrington, haberinde ilk olarak Türkiye’nin kömürle çalışan santrallere olan ilgisine değinerek, “Üçü aktif ve 10’u da yapılması planlanan toplam 13 termik santral ile Batı Karadeniz kıyı şeridi ve buradaki tüm canlıların yaşam hakkı tehdit altında. Çin ve Hindistan’dan sonra dünyadaki en büyük kömür yatırımı, 80 civarı yeni termik santrali ile Türkiye’nin yeni hedefi. Kömürün ucuz; işletme maliyeti de, çalıştırılan işçi de ucuz fakat, verdiği zarar da ters orantıda çok büyük. İçerdiği yüksek miktardaki karbon nedeniyle termik santrallerde kömür kullanmak en çok karbondioksit kirliliğine yol açan enerji üretim şeklidir. Kömür, asit yağmurlarına sebep olduğu gibi havaya cıva, kanserojen, partikül maddeler salar. Rüzgâra bağlı olarak sadece o bölgeyi değil, yaklaşık 300 km uzaklıktaki alanı da etkiler” cümlelerini kullandı.
Carrington’un dünyanın genişletilebilir en büyük termik santralleri olarak nitelediği Afşin-Elbistan bölgesinden başlayarak kaleme aldığı haberinin Türkçe çevirisi ise şu şekilde:
“Afşin-Elbistan, Türkiye’nin en geniş düşük kaliteli ve kirletme oranı yüksek linyit yatağına ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin merkez-güneyindeki Afşin-Elbistan’daki açık geniş kömür madenleri ve santralleri, dünyanın genişletilebilir en büyük termik santrallerinden biri olarak yapıldı. Yıldırım Biçici, bacalarından kirli dumanların çıktığı termik santralinin birkaç yüz metre ötesinde yaşıyor. Yıllardır bu dumanı soluyarak yaşadı ve şimdi kendisini yeni bir kömür planı karşısında buldu. Afşin-Elbistan istasyonunun dünyanın en büyük kömür santraline dönüştürülmesi planlanıyor.
Çoğulhan Köyü‘nün meydanında küçük bir ahşap tabure üzerinde oturarak Biçici, şöyle diyor: “Sigara paketlerinin üzerinde ‘Sigara içmeyiniz’ yazıyor fakat burada bizim bir seçeneğimiz yok; bu dumanı solumak zorundayız.”
Biçici’nin annesi akciğer kanserinden öldü. “Hava kirliliğinden olduğunu düşünüyoruz.” 4 yaşındaki kızı Gülbeyaz ise kronik bronşit. “Çok üzücü ki hava güzel olsa bile dışarı çıkmasına izin veremiyoruz.”
Dev makineler Afşin-Elbistan’da kömür parçalıyorlar. Bir çevre örgütünün temsilcisi olan Hüseyin Alp Aslan duygularını, “Bu, mahvolmuş bir manzara” şeklinde ifade ediyor. Hüseyin Alp Aslan, “29 yıl önce (santralin ilk açıldığı zaman), insanlar çok mutluydu. Çok zengin olacaklarını düşünüyorlardı; fakat kazandıkları paraları tıbbi tedavilere harcamak zorunda kalacaklarını bilmiyorlardı. Kısa bir zenginliğin ardından fakirlik başladı ve fakir öldüler. Kömür son seçenek olmalı” diyor.
80’den fazla yeni santral ile Türkiye’nin kömür için gerçekten büyük planları var. Dünya milletleri, aralık ayında Paris’te gerçekleşen BM Zirvesi’nde iklim değişikliği mücadelesi anlaşmasına varılırken ve bilim insanları bilinen kömür rezervlerinin yüzde 80’inin toprak altında kalması gerektiği uyarısını yaparken; Türkiye bir yıl içinde kömür atağını daha da ileriye götürmeye zorluyor. Türkiye, hızla büyüyen ekonomisini düzende tutmak ve Rusya’ya olan gaz bağımlılığından kurtulmaya çalışmak için umutsuz. Fakat muhalifler, kömürün Türkiye’ye yılda birkaç milyar EURO’ya mal olduğunu tahmin ediyor ve insan sağlığına olumsuz etkisi konusunda uyarıyorlar. Güneşli bir ülkede güneş enerjisinin kullanılmamasına dikkat çekiyorlar.
Çatılardaki güneş enerjili su ısıtma sistemlerine rağmen, fotovoltaik paneller nadir elektrik üretiyor çünkü Türkiye’de güneş enerjisi halen çok tercih edilmiyor. 10 kat fazla arza rağmen hükümetin güneş panelleri izni sınırlı ve Türkiye’nin güneşten elektrik üretme hedefi ise sadece yüzde 5!”
Carrington, son olarak şirketlerin çeşitli projeleri ile alakalı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile röportaj talebinin ise geri çevrildiğini belirterek yazısını tamamlıyor.