Bilindiği üzere son haftalarda Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı' na bağlı savunma sanayi şirketlerimiz yerli projeler üretmek konusunda büyük atılımlar yapmakta. 

Türkiye' nin bulunduğu Ortadoğu coğrafyasındaki devletler arası mücadele bu yerlileşmeyi daha zaruri ve önemli kılmakta şüphesiz. 

Kamuoyunda "HİSAR" olarak bilinen milli füzemiz ise hava savunma sistemimiz açısından gurur kaynağımız olmaya aday gibi görünüyor. Milli Savunma Bakanımız Sn. Fikri Işık Bey, Savunma Sanayi Müsteşarımız Sn. Prof. Dr. İsmail Demir Bey ve Aksaray Valisi Aykut Pekmez Bey' in de katılımıyla Aksaray' da HİSAR orta menzilli hava savunma sistemimizin test atışları gerçekleşti. Bu test atışlarında %100 başarı sağlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmek için "güven" tazeledi.

HİSAR orta ve alçak irtifa hava savunma sisteminin füze atış sistemini savunma sanayimizin "dinamosu" olan ASELSAN tasarladı. ROKETSAN ise HİSAR' ın füzelerini tasarladı ve savunma sanayi şirketlerimizin kollektif çalışması sonucunda ne denli başarılı milli projeler ortaya konulabileceği gösterildi. 

Çift motorlu HİSAR sisteminin alçak irtifa kısmı olan "HİSAR-A" yaklaşık 15 km etkili menzile sahip olmakla beraber düşey atış da yaparak 360 derece görüş alanına sahip. Bu sayede bulunduğu yerden 15 km menzile kadar çok yönlü koruma sağlayabiliyor. 

Ben şahsen bu tür başarıları savunma sanayimizde gördükten sonra yüksek irtifada da aynı başarının gösterileceğine kalpten inanıyorum. Hatta alçak ve orta irtifa hava savunma sistemlerinden edinilen tecrübelerin üzerine zamanla katılabilecek birikimle kıtalararası savunma ve taarruz füzelerinin tasarımının da yapılabileceğine inanıyorum. Tabi ki böylesine üst düzey bir proje ancak ve ancak alanında uzman bir ekip ile başarılabilir. 

Savunma Sanayi Müsteşarlığı veya Savunma Sanayi İcra Komitesi' nin koordinesi ve yönetiminde; TÜBİTAK, üniversitelerimiz ve savunma sanayi şirketlerimizin katkılarıyla hava savunma ve taarruzunda Türk Silahlı Kuvvetlerimize adeta "çağ atlatacak". Eğer kıtalararası menzile sahip bir füzeyi tamamen yerli imkanlarla yapabilirsek o zaman ülkemizin Ortadoğu ve Batı' da askeri gücünün yanı
sıra psikolojik gücü de artacaktır ve ülkemiz caydırıcı gücüyle gerektiğinde masaya yumruğunu vurabilecektir. 
Tabi burada "tamamen yerli imkanlar" dan kastım, füzeyi oluşturan ekipmanların ve özellikle motorun ve füze yazılımının tamamen yerli olmasıdır. Yabancı yazılımla yapılan hiçbir proje şüphesiz bizim kontrolümüzde değildir. O yüzden yerli yazılımla tasarlanan projeler için devletimiz Kosgeb, TÜBİTAK, teknoparklar, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi kurumlar vasıtasıyla yerli yazılım geliştiren firmalara vergi muafiyeti, hibe, yer tahsisi destekleri vererek projelerde yerlileşmenin önünü açıyor.
 

Editör: Haber Merkezi