Yeşil Afşin Gazetesini ziyaret ederek neden aday olduğunu açıklayan başkan adayı Ertekin, “Malumunuz aslında belediye başkanlığı ateşten bir gömlektir. Peki diyeceksiniz bu ateşten gömleyi neden giydin? Yani bu ateşten gömlek giyilir mi? diyeceksiniz. Neden aday oldun diyeceksiniz, haklısınız. Malumunuz, Afşin'imiz gerçekten de insanıyla, doğasıyla, tabiatıyla, fiziki yeraltı gerisi zenginlikleriyle güzel, ender bir ilçelerden bir tanesi Türkiye'de. Bu ilçeye bugüne kadar ne yazık ki taş üstüne taş bırakılmadı. Bu ilçeye gereği gibi değer verilmedi. Bu ilçe hiçbir zaman hak ettiği değeri almadı. Ve 6 Şubat Depremiyle de enkaza dönmüş bu şehir komple enkaza döndü. Yani öyle bir şehirde yaşıyoruz ki inanın her haliyle enkaz olmuş bir şehir. Yani bir tek depremle enkaz olsaydı belki bunu mimarlar, belki bunu mühendisler tekrar ayağa kaldırabilir ama bugün Afşin olarak bakın memleketimiz olarak kültürel olarak enkaza döndük. Fiziksel olarak enkaza dönmüş bir şehir. Ahlaki olarak enkaza dönmüş bir şehir. İmar olarak enkaza dönmüş bir şehir. Eğitim, gençlik her haliyle enkaza dönüş bir şehir yaşıyoruz. Biz bu şehiri terk edemeyiz. Biz bu şehrin çocuğuyuz. Hani biz Ankara'ya, İstanbul'a, Mersin'e başka bir şehirlere gidip de üç gün yaşadığımız zaman, dördüncü gün tekrar bu şehri özlüyoruz. O zaman her yönüyle enkaza dönmüş bu şehri, bu memleketi, Afşinimizi hep birlikte imar etmemiz gerekiyor” dedi.

Mevcut adaylardan şehri imar edebilecek bir aday görmediği için çıktığını belirten Ertekin, “Bakın bir toplumda eğer siz o işi yapacak kapasiteniz var da o görevi almıyorsanız bu bir vebaldir. Yani seksen beş bin insanın vebalini üzerimize almaktan korktuk. Bu belediye başkanlığını bize farz olduğunu anladık. Dedik ki biz üzerimize düşeni yapalım. Yani Allah'ın bize farz gibi görev olarak telakki ettiği bu yeteneği kullanalım dedik. Şimdi biz üzerimize düşen farz ibadetini yani aday olma sürecini başlattık bundan sonra ikinci bir makale geliyor ki bu da seçmenlerde. Bizim seçmenimiz de bu adayların içinde bu işi en iyi yapacak en kapasiteli insana oy vermek de bizim seçmenimizin üzerine farzdır. Bakın oy vermek aslında sıradan bir iş değil. Basit bir iş değil. Yani oy verirken vicdanınızı elinize alacaksınız. Vicdanınıza soracaksınız. Diyeceksiniz ki benim evimde bir kiloluk mücevherim var. Benim cebimde bir kilo altınım var. Bu mevcut adayların içinden bu bir kilo altının bir kilo mücevherimi kime verebilirim? Diyeceksiniz ve bu insanın mezhebine, bu insanın partisine, bu insanın siyasi görüşüne bakmadan o cebinizdeki bir kilo mücevheri teslim edebileceğiniz insana oyunuzu vermeniz gerekiyor. Ama ne yazık ki yıllardan beri bizim ülkemizde, bizim insanımız A partisi, B partisi, A cemaati, B cemaati. İşte şu mezhep bu mezhep diye hak edene, hak ettiği görev verilmeli. İşte hak edeni hak ettiği görev verilmediği için bugün her halimizde Afşin olarak, Afşin halkı olarak, Afşin ilçesi olarak enkazı yaşıyoruz. Dedik ki, elbette yani bu adaylık sürecinde, bu adaylığı, bu belediye başkanlığını, her adayımız, her arkadaşımız, kendisinin yapacağına, en güzel yapacağına iddia eder. Bakın bizim Ahlaka dair projelerimiz var. Gençliğe dair projelerimiz var. Çocuklara dair projelerimiz var. Bizim bir tek imar yönünden projelerimiz yok. Eğer biz gençliği imar etmeden, çocuklarımızı imar etmeden, insanı imar etmeden, coğrafyayı imar etmeye çalışırsak imar kanunuyla doğayı imal etmeye çalışırsak biz bu işte başarısız oluruz. Biz bu işi inşallah ibadet bilinciyle yapıyoruz. İbadet şuuruyla yapmamız gerekiyor. Yani biz bu görevi Allah'ın bize bir namaz gibi bir oruç gibi farz bir ibadeti olarak yapacağız inşallah. Kısaca benim sizden isteğim şudur. Ki bu işi gerçekten de içinizden birine verin. Bu işi yapacak birine verin. Bakın benim bir tek kaybettiğim şey vardır. Eksik olan şeyim şudur. Ben bunu söyleyeyim. Ben halkın içinden biriyim. Ben bugüne kadar halkın içinden hiçbir zaman ayrılmadım. Ben bu memlekette hangi kaldırımda hangi kaldırım taşına basıldığında üstüme su sıçrayacağını bilen bu memleketi bu kadar tanıyan bir adayım” dedi.

Şeref Ertekin (2)-1

5 yıl boyunca makamda oturup halktan oy isteyen biri olmayacağını dile getiren Ertekin, “Bakın benim şu özelliğim yoktur. İşte beş yıl boyunca bu memleketi terk edin. Beş yıl boyunca makamında oturup, beş yıl boyunca belli kişilerle oturun. Beş yıl boyunca lüks arabalara binip, beş yıl boyunca belli gruplarla oturup seçim zamanı gelip halkından oy isteyen bir değilim ben. Ben beş yıl boyunca halkımın içindeydim. Ve halkımın içinde olduğum için şimdi halkımız aynen şunu diyor. Şeref Ertekin adaymış dedik bunlar. Şu bizim Şeref mi beraber çay içtiğimiz Şeref mi deniyor. Ha şu bizim işte caminin önünde eylem yapan Şeref mi deniyor. İşte sizden biriyim bakın. Ben beş yıl sonra gelip de çarşıya çıkan bir insan değilim. Ben bu şehrin sorunlarını en iyi bildiğimi iyi inanıyorum. Ve bu şehri en güzel bir şekilde imar edeceğimize gerçekten Biz inanıyoruz. Fırsat verirseniz bu projelerimizi en güzel şekilde halkımıza sunacağız. İleriki dönemlerde tekrar tek tek bu projelerimizi sizlerle paylaşacağım. Bu halkın içinden halktan biri olarak karşınızdayım. Beraberiz inşallah beş yıllık bize bu görevi takdim ederseniz biz üç yıl sonra sizinle beraber tekrar istişare yapacağız. Eğer bu görevi yapamıyor derseniz biz bu görevden geri çekileceğiz, istifa edeceğiz. Yani beş yıl beni seçtiniz, beş yıl bana katlanacaksınız demeyeceğiz. Üç yılda kendimizi ispat edeceğiz. Üç yılda kendimizi tanıtacağız. Ve üç yıl sonra siz belediye başkanı göreceksiniz. Türkiye bizi izleyecek. Türkiye izleyecek. Onun için sizden bir fırsat bekliyoruz. Onun için ateşten gömleği giydik. Onun için farz olan bu adaylık sürecini başlattık. İnşallah bu konuda önce Allah'tan sonra sizlerden destek bekliyoruz. Allah hepinizden razı olsun. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Sizleri de üzerinize düşeni yapacaksınız inşallah. Bu memleketi Afşin'imizi en güzel şekilde imar edeceğiz. Bu memleketimizi en layık olduğu değerleri, hizmetlere getireceğiz. Allah hepinizden razı olsun. Rabb'im sonumuzu, akıbetimizi hayır ve mübarek eylesin inşallah” dedi.

Muhabir: Önder Kamalak