Anayasa Mahkemesi (AYM), bir avukatın, vekalet ücreti kazanabilmek için yakınlarına banka işlemi yaptırarak 1600'e yakın dava açtığı ve hak ihlali başvurusu yaptığı olayda, bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle ret ve başvuruculara 2'şer bin lira disiplin para cezası verdi.
Resmi Gazete'de yer alan karara göre, Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) 2020'de Türkiye Bankalar Birliğine gönderdiği yazı üzerine bankalar, fiziki teslimat olmaksızın banka hesapları üzerinden yapılan altın satış işlemleri için ilgililerden Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) kesip, bunları GİB'e ödemeye başladı.
Danıştay'ın 2023'te BSMV'yi iptali üzerine GİB, BSMV alınmaması yönünde Türkiye Bankalar Birliğine yazı gönderdi, ancak bazı bankalar bir süre daha müşterilerinden BSMV kesintisi yapmaya devam etti.
BSMV ile ilgili bu durumu fark eden bir avukat, bazı yakınlarına düşük miktarlı altın alım işlemi yaptırdı. İşlemler nedeniyle de bu kişilerden 50 kuruş ile 4 lira arasında BSMV alındı. Avukat, BSMV'lerin iadesi için yaklaşık 1600 dava açtı. Mahkemeler, yaklaşık 1200 davada kabul kararı, 379 dosyada ise ret kararı verdi. Ayrıca, bu davalardan bazılarında vekalet ücreti ödenmesine, bazılarında ise ödenmemesine hükmedildi.
Avukat, kaybettiği 379 davayı 29 ayrı bireysel başvuru dosyası haline getirerek, AYM'ye hak ihlali başvurusunda bulundu.
AYM, 379 dosyadan 13'ünde "başvuru süresinin aşılması" nedeniyle kabul edilemezlik kararı verirken, 366'sına ilişkin ise "başvuru hakkının kötüye kullanılması" gerekçesiyle ret kararı verdi. Yüksek Mahkeme, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile İçtüzük uyarınca da başvuruculara ayrı ayrı 2 bin lira disiplin para cezası verdi.
"Mahkemelerin kişisel zenginleşme aracı olarak kullanılmasına caviz verilmemeli"
AYM'nin kararında, bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğu, Yüksek Mahkemenin önüne gelen her başvuruda somut olayın özelliklerini gözeterek kötüye kullanmanın var olup olmadığını değerlendirebileceği ifade edildi.
Kararda, hukuk sistemindeki boşluklardan yararlanarak haksız ve fahiş şekilde vekalet ücreti almak amacıyla kişiler ya da kamuya karşı gerçek bir temeli olmayan ve bir hakkın korunmasını amaçlamayan çok sayıda dava açılması ve bu davaların bireysel başvuruya konu edilmesinin "kötüye kullanma" teşkil edebileceği kaydedildi.
Mahkemelerin görevinin, önlerine gelen uyuşmazlıkları çözmek ve adaletin sağlanması olduğu vurgulanan kararda, "Mahkemelerin suni uyuşmazlıklar oluşturularak kişisel zenginleşme aracı olarak kullanılmasına cevaz verilmemelidir." değerlendirmesi yer aldı.
Başvuruya konu olayda, avukatın çok sayıda vekalet ücreti almak için "suni olarak dava sayılarının çoğaltılması suretiyle bireysel başvuru hakkını kötüye kullandığı" aktarılan kararda, bu amaçla yakın akrabalarına düşük miktarlı işlem yaptırdığı tespitine yer verildi.
Avukatın, yüzlerce dava açarak mahkemelerin iş yüklerinin ciddi şekilde artmasına ve emek kaybı yaşanmasına neden olduğu belirtilen kararda, bu mahkemelerde görülen diğer davaların da yargılama sürelerinin uzamasına neden olduğu kaydedildi.
Avukatın, söz konusu davaların bir kısmını da "bireysel başvuruya konu ederek" benzer bir tutumu AYM nezdinde de sürdürdüğü tespitine yer verilen kararda, "Somut olayın koşulları bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava ve bireysel başvuru hakkının açıkça kötüye kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle başvurunun 366 davaya ilişkin kısmının başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar vermiştir." ifadeleri yer aldı.





