İSTANBUL (AA) - AstraZeneca Türkiye ve Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) işbirliğiyle yayımlanan "Genç Sağlığı Raporu"nda, gençlerin fiziksel ve zihinsel sağlık durumlarına ilişkin verilerin yanı sıra izlenmesi gereken yol haritası paylaşıldı.
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Selcen Öztürk ve Prof. Dr. Dilek Başar'ın istatistiki ve iktisadi analizleriyle hazırlanan "Genç Sağlığı Raporu", İstanbul'da düzenlenen toplantıda kamuoyuna sunuldu.
Gençlik ve sağlık alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katılım sağladığı etkinlikte, raporda ortaya konulan istatistikler ışığında gençlerin sağlığını iyileştirmeye yönelik politika önerileri, sosyoekonomik faktörlerin etkisi, ekonomik yüke ilişkin değerlendirmeler ve sağlıklı yaşamı destekleyecek çok paydaşlı çözümler masaya yatırıldı.
Etkinlikte sunulan öneriler, "Genç Sağlığının Geliştirilmesine Yönelik Ortak Eylem Planı", "Fiziksel Aktivitenin Teşvik Edilmesi", "Sağlıklı Beslenme Bilincinin Artırılması", "Psikolojik Sağlığın Güçlendirilmesi", "Zararlı Alışkanlıklarla Mücadele", "Sağlıklı Dijital Yaşam" başlıkları altında ele alındı.
AstraZeneca'nın küresel çapta yürüttüğü "Genç Sağlığı Programı" kapsamında oluşturulan raporda, 15-24 yaş arasındaki gençlerin fiziksel ve zihinsel sağlık durumlarına ilişkin verilerin yanı sıra izlenmesi gereken yol haritasına ilişkin öneriler yer aldı.
Rapora göre, 2019-2022 döneminde tamamen durağan bir yaşam tarzı benimseyen gençlerin oranı yüzde 9,96'dan yüzde 16,34'e yükseldi. Genç kadınlar arasında bu oran daha da arttı.
Gençlerin yüzde 92'si düzenli spor yapmadığını ve buna rağmen sağlığının iyi durumda olduğunu belirtirken, eğitim seviyesinin artmasıyla spor yapma oranında yükseliş olduğu görüldü.
Katılımcıların sadece yüzde 35'i düzenli olarak meyve ve sebze tükettiğini, yaklaşık yüzde 25'i ise düzenli tütün kullandığını ifade etti. Gençlerin yüzde 71'i günlük kalori ihtiyacı konusunda bilgi sahibi olmadığını, yüzde 35,21'i sosyal medyada sağlıklı yaşam içeriklerini "düzenli"; yüzde 42,25'i ise "kısmen" takip ettiğini bildirdi.
Gençlerin yüzde 38,07'si fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştığı engeller arasında ekonomiyi gösterirken, yüzde 40,17'si ise sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin akademik veya çalışma hayatlarına olumlu bir etkisi olduğunu düşündüğünü aktardı.
- "Sağlıklı bir yaşam için en temel konu, doğru beslenme ve hareketli yaşam"
Etkinlikte AA muhabirinin sorularını yanıtlayan AstraZeneca Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem, kendilerini yalnızca bir ilaç firması değil, sağlık çözümleri üreten bir paydaş olarak konumlandırdıklarını belirtti.
Erem, uzun yıllardır "Hey Genç Harekete Geç", "İlk Yardıma İlk Sen Koş" gibi birçok sosyal sorumluluk projesi yürüttüklerini vurgulayarak, "Ağaç yaşken eğilir." yaklaşımıyla hazırlanan bu raporda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve TOÇEV'in çeşitli kaynaklardan elde ettiği çevrim içi anket sonuçlarına yer verdiklerini aktardı.
Raporda, gençlerin bugünkü durumunu ve geleceğe yönelik çeşitli politika önerileriyle nasıl bir yol haritası çizilebileceğini göstermeye çalıştıklarını kaydeden Erem, "Türkiye'deki gençler daha fazla bilinçlendirilmeye ihtiyaç duyuyor. Aşırı kilolu olmak, yani vücut kitle endeksinin normalin üzerinde olması, doğrudan beslenme alışkanlıklarıyla ilişkili. Gençlere erken yaşta doğru beslenme alışkanlıklarını kazandırabilirsek, hareketli yaşamı gençlerin hayatının önemli bir parçası hatta bir yaşam biçimi haline getirebilirsek, uzun vadede özellikle kardiyovasküler hastalıklardan uzak durmalarını sağlayabiliriz." dedi.
Erem, kardiyovasküler rahatsızların genelde orta yaşlarda başlayan hastalıklar olarak değerlendirilmesine rağmen gençlik dönemindeki alışkanlıkların bir yansıması olarak ortaya çıktığını, erken yaşta doğru bir yaşam tarzı benimsenmesi halinde orta ve uzun vadede sağlıklı bireylerin ortaya çıkarabileceğini, raporun bu alanda matematiksel verilerle desteklenen bir tablo sunduğunu söyledi.
Tütün kullanımının akciğer hastalıkları ve birçok kanser türünün nedeni olduğunu hatırlatan Erem, "Sağlıklı bir yaşam için en temel konu, doğru beslenme ve hareketli yaşam. Gençlerimize bu kötü alışkanlığın sonuçlarını erken yaşta anlatarak ileride başlarına neler gelebileceğini öğretebilirsek, onları bu alışkanlıktan uzak tutabiliriz. Böylece sadece sağlıklı bireyler değil, aynı zamanda sağlıklı bir toplum yaratmış oluruz. Aynı zamanda sağlık sistemi üzerindeki yükü de ilerleyen yıllarda azaltmış oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Gençlerle doğrudan görüştük"
Prof. Dr. Selcen Öztürk de gerçekleştirdikleri çalışma kapsamında gençlerin mevcut sağlık durumunu fiziksel, ruhsal ve beslenme alışkanlıkları açısından bütünsel olarak analiz etmek amacıyla anket sorularını hazırladıklarını dile getirdi.
Gençlerle doğrudan görüşerek beklentilerini, farkındalık düzeylerini ve ihtiyaçlarını anlamaya çalıştıklarını ve bu veriler doğrultusunda bazı politika önerileri geliştirdiklerine değinen Öztürk, "İlk olarak, TÜİK'in 2019 ve 2022 yıllarına ait sağlık araştırmasının verilerini inceledik. Bu veriler sayesinde gençlerin fiziksel aktivite, düzenli spor yapma, beslenme alışkanlıkları, tütün kullanımı, vücut kitle endeksi gibi birçok alanda detaylı bilgiye ulaştık." diye konuştu.
Araştırmalarının sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elde ettiğimiz en çarpıcı bulgulardan biri, gençlerin yüzde 92'sinin düzenli spor yapmaması ve sağlık durumlarını 'iyi' olarak tanımlaması. Belki de bu durum, onları yanıltıyor ve spor yapma ihtiyacı hissetmiyorlar. Dünya Sağlık Örgütü haftada en az 150 dakika fiziksel aktiviteyi öneriyor. Fakat Türkiye'de gençlerin spor yapmadığını gözlemliyoruz. Tütün kullanımına gelince, neredeyse her dört gençten biri tütün ürünü kullanıyor. Özellikle son yıllarda elektronik sigara kullanımında da ciddi bir artış söz konusu."
TOÇEV'in anketleriyle, gençlerde dijital medya kullanımı gibi alanları da incelediklerini kaydeden Öztürk, "Gençlerin büyük kısmı, günde iki saatten fazla sosyal medya ve televizyon başında zaman geçiriyor. Bu durum endişe verici, ama aynı zamanda, gençleri sağlığa yönlendirmede dijitali bir araç olarak da kullanabileceğimizi gösteriyor. Gençlerin sağlık konusundaki farkındalık düzeyinin artırılması gerekiyor." dedi.
Öztürk, gençlere söz hakkı vererek onların beklentilerini de öğrendiklerini, özellikle beslenme, fiziksel aktivite ve psikolojik destek gibi konularda erişilebilir hizmetler talep ettiklerini aktardı.
Bu rapor gibi çok paydaşlı çalışmalara ve yol haritalarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Öztürk, "Kurumların ve STK'ların ortak çalışmasıyla gençlerin farkındalık düzeyi artırılabilir. Gençlere daha fazla hareket etmeleri ve daha sağlıklı beslenmeleri gerektiği, psikolojik destek için nereye başvurabilecekleri gibi temel bilgilerin gösterilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
Toplum sağlığında genç yaşta kazanılan alışkanlıkların öneminden bahseden Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Genç yaşta kazanılan alışkanlıklar çok kıymetli, çünkü artık yaşam süresi uzadı ve bireylerin sağlıklı yaşlanmaları hem sağlık sisteminin yükünü azaltıyor hem de iş gücü verimliliğini artırıyor. Gençler bu sistemin uzun süreli parçası olacakları için fiziksel aktivite, beslenme gibi sağlıklı alışkanlıkları erken yaşta kazanmalı."