Mersin’den Afşin’e uzanan hayat mücadelesinde, Şükran Akdağ erkek işi olarak görülen saat tamirciliği mesleğini 13 yıldır azimle sürdürüyor. Eşinin vefatının ardından devraldığı dükkânda hem geçimini sağlayan hem de mesleğin sembol isimlerinden biri haline gelen Akdağ, kaybolmaya yüz tutan bir mesleği yaşatmaya devam ediyor.
Eşinden Kalan Mesleği Kapatmadı, Sahip Çıktı
Yaklaşık 14 yıl önce eşiyle birlikte Afşin’e geldiklerini belirten Şükran Akdağ, bu sürecin planlı olmadığını dile getirdi. Akdağ, “Aslında 1–1,5 yıl kalmayı düşünüyorduk. Eşim saat tamircisiydi. Eşimin vefatından sonra dükkânı kapatmak yerine devam ettirmeye karar verdim” sözleriyle mesleğe nasıl adım attığını anlattı.
“Elin İşinden İyidir, Ben Yapabilirim Dedim”
Eşi hayattayken dükkânda yanında bulunduğunu ve işi gözlemleyerek öğrendiğini söyleyen Akdağ, saat tamirciliğinin büyük sabır gerektirdiğini vurguladı. Akdağ, “Çok detaylı bir eğitimim yok ama sök-tak başta olmak üzere elimden gelen tüm tamirleri yapmaya çalışıyorum. Yapabildiklerim de var, yapamadıklarım da. Ama yıllardır buradan ekmeğimizi kazanıyoruz” dedi.
Başka bir gelir kaynağı olmadığını ifade eden Akdağ, Afşin halkının kendisine gösterdiği desteğin çok kıymetli olduğunu söyledi. “Vatandaşlar ‘Sen yapabiliyorsan sen yap, başka yere gitmeyelim’ diyor. Bu sözler bana güç veriyor” diye konuştu.
“Usta Yok Mu?” Sorusu Gülümsetiyor
Kadın bir saat ustası olmanın zaman zaman şaşkınlıkla karşılandığını anlatan Akdağ, yaşadığı anları gülümseyerek paylaştı: “Bazen ‘Usta yok mu?’ diye soruyorlar. ‘Buyurun, benim’ diyorum. ‘Siz yapabilir misiniz?’ diyorlar. Tamiri yapınca şaşırıyorlar ve teşekkür ediyorlar.”
İki oğlunun da saat tamirinden anladığını belirten Akdağ, gençlerin mesleğe çok sıcak bakmadığını ifade etti. Ancak saat tamirciliğinin tamamen yok olmayacağına inandığını söyleyen Akdağ, özellikle cep saatleri ve aksesuar saatlerine ilginin artmasının işleri canlandırdığını belirtti.
Mesleğini severek yaptığını vurgulayan Şükran Akdağ, “Keşke daha fazlasını bilsem, daha güzel işler yapabilsem. Bildiğim kadarıyla yapıyorum ama memnunum. Allah’a şükür kapımız açık, geçimimizi buradan sağlıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Şükran Akdağ’ın hikâyesi, Afşin’de kadın emeğinin gücünü ve kaybolmaya yüz tutan mesleklerin yaşatılmasının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.





