Afrika Birliği Komisyonu Girişimcilik ve Yatırım Başkanı Swaleh, Afrika'nın ham madde tedarikçiliğinden çıkıp üretim ve sanayi odaklı yapıya yöneldiğini belirterek, kıtanın küresel ekonomide yeni bir sanayi merkezi olma sürecinde olduğunu söyledi.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Afrika Birliği Komisyonu Girişimcilik ve Yatırım Başkanı Islam Swaleh, demografik yapısı, doğal kaynakları ve pazar potansiyeli nedeniyle bugün Afrika'nın küresel ekonomik sistem açısından önemli bir konumuna geldiğine işaret etti.
Afrika'nın 1,4 milyarı aşan nüfusu ve nüfusunun yüzde 60'ından fazlasının 25 yaşın altında olmasıyla dünyadaki en büyük ve en genç iş gücünü oluşturduğuna dikkati çeken Swaleh, "Afrika, aynı zamanda dünyanın ekilmemiş tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 60'ına sahip. Bu durum kıtayı küresel gıda güvenliği açısından merkezi bir konuma yerleştiriyor." dedi.
Afrika'nın yenilenebilir enerji ve dijital teknolojiler için kritik öneme sahip kobalt, lityum, platin ve nadir toprak elementleri gibi stratejik minerallere sahip olduğunun altını çizen Swaleh, Afrika Birliği Maden Geliştirme Stratejisi'nin bu alandaki temel yaklaşımı ortaya koyduğunu belirtti.
Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi'nin (AfCFTA) hedefinin Afrika'yı yalnızca ham maden ihraç eden bir kıta olmaktan çıkarmak olduğunu aktaran Swaleh, "Kıtayı aynı zamanda ham maddelerin işlendiği bir aşamaya taşımak gerekiyor. Bu yaklaşım batarya, güneş enerjisi ve elektronik gibi sektörleri destekliyor." ifadesini kullandı.
Afrika ülkeleri arasında büyük ve entegre bir pazar oluşturan AfCFTA'nın kıtanın ekonomik konumunu güçlendirdiğini dile getiren Swaleh, AfCFTA'nın Afrika'yı tek bir üretim ve ticaret alanı haline getirdiğini anlattı.
Afrika Birliği Özel Sektör Forumu gibi platformların, yatırımcılar ve girişimcileri bir araya getirerek düzenli ve somut işbirliği imkanları sunduğunu belirten Swaleh, "Bu platformlar, Afrika'nın küresel ekonomide proaktif bir aktör olduğunu ortaya koyuyor." diye konuştu.
Swaleh, Afrika'nın sahip olduğu doğal zenginliğin kalkınmaya dönüşmemesinin en önemli nedeninin yönetişim ve altyapıdaki yetersizliklerden kaynaklandığına dikkati çekti.
Enerji, ulaşım, depolama ve sulama alanlarındaki eksikliklerin özellikle tarımda verimliliği düşürdüğüne işaret eden Swaleh, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Politika ve düzenleyici reformlar sürerken, Afrika Birliği Özel Sektör Forumu gibi mekanizmalar yatırımcı güvenini güçlendiriyor. Ancak bazı ülkelerde borç seviyelerinin yüksek olması ve uygun maliyetli finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, üretken yatırımların artmasını zorlaştırıyor."
Islam Swaleh, Afrika Birliği'nin, kıtada borçların yeniden yapılandırılmasını, yerel kaynakların harekete geçirilmesini ve sanayileşme, tarım ile madenlerde katma değer üretimine dayalı finansman modellerinin geliştirilmesini savunduğunu dile getirdi.
"Afrika'da yapısal dönüşüme ihtiyaç var"
Swaleh, Afrika'nın geleceğinin yalnızca ham madde tedarikçisi olarak şekillenemeyeceğini, kıtanın katma değerli ve sanayileşmiş bir ekonomiye yönelmesi gerektiğini ifade etti.
Ham madde tedarikçisi olarak kalmanın Afrika'da ticaret dengesini zayıflattığını belirten Swaleh, bunun kıtada yapısal bir dönüşüme duyulan ihtiyacı açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Afrika'nın katma değerli ve sanayileşmiş bir ekonomiye geçiş yapması gerektiğine değinen Swaleh, "Sadece ham madde tedarikçisi olarak kalmak Afrika'da kırılganlığı artırıyor, istihdamı sınırlıyor ve ticaret dengesinin dayanıklılığını zayıflatıyor. Tarımsal potansiyeline rağmen Afrika hala yılda 50 milyar doların üzerinde gıda ithal ediyor." dedi.
Afrika Birliği'nin sanayileşme stratejisinin bu dönüşümün temel araçlarından biri olduğunu söyleyen Swaleh, küçük ölçekli çiftçilerin tarımsal işleme, gıda üretimi ve tekstil sektörleriyle buluşturulduğunu aktardı.
Madencilik alanında ise Afrika Birliği Maden Geliştirme Stratejisi'nin batarya, elektronik ve yenilenebilir enerji bileşenleri üretimini hedefleyen zenginleştirme ve işleme süreçlerine odaklandığının altını çizen Swaleh, "Bu yaklaşım istihdam yaratıyor ve yerel ekonomileri güçlendiriyor." ifadesini kullandı.
Küresel güç dengelerinin değiştiği bir dönemde Afrika'ya yönelik ilginin artmasının tesadüf olmadığı yorumunu yapan Swaleh, bu ilginin stratejik mineraller, tarımsal potansiyel ve gelişmekte olan sanayi kapasitesinden kaynaklandığına işaret etti.
Islam Swaleh, Afrika'nın yeşil teknolojiler için kritik girdiler sağladığına ve hızla büyüyen bir tüketici tabanına sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Afrika artık yalnızca ham madde çıkarılan bir coğrafya değil, yeni sanayi kapasitesi için de önemli bir merkez haline geliyor. Afrika Birliği Özel Sektör Forumu gibi platformlar, hükümetlerin, yatırımcıların ve girişimcilerin sanayi, tarım ve değerli maden zincirleri etrafında uyum sağlamasına olanak tanıyarak Afrika'nın uzun vadeli bir yatırım destinasyonu olduğunu gösteriyor."
Afrika'nın ham maddelerinin büyük bölümü işlenmeden ihraç ediliyor
Swaleh, Afrika'da doğal kaynakların üretimden işleme ve pazarlamaya kadar olan süreçlere yeterince dahil edilememesinin, bu zenginliklerin kıta genelinde geniş tabanlı bir kalkınmaya dönüşmesine engel olduğunu vurguladı.
Tarımda küçük ölçekli çiftçilerin genellikle finansmana, teknolojiye ve pazara erişimde zorluk yaşadığını aktaran Swaleh, "Madencilikte ise Afrika'nın ham üretiminin büyük bölümü işlenmeden ihraç ediliyor. Bu durum istihdamı ve sanayi büyümesini sınırlıyor." diye konuştu.
Afrika Birliği’nin Afrika Kapsayıcı Pazarlar Mükemmeliyet Merkezinin, çiftçileri, küçük ve orta ölçekli tarımsal işletmeler ile kadınlara ait işletmeleri, değer zincirlerine entegre ettiğini belirten Swaleh, Afrika Birliği Maden Geliştirme Stratejisi'nin de yerel işleme ve zenginleştirmeyi teşvik ederek minerallerin istihdam, teknoloji transferi ve iç ekonomik kalkınmaya katkı sağlamasını amaçladığını ifade etti.
AfCFTA'nın Afrika ekonomisi için bir "oyun değiştirici" olup olmadığına ilişkin değerlendirmede bulunan Swaleh, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi'nin şimdiden iş yapma biçimlerini dönüştürmeye başladığını aktararak "AfCFTA, firmaları bölgesel pazarlar için üretim ölçeğini büyütmeye, lojistik, depolama ve işleme yatırımlarına yönlendiriyor." dedi.
AfCFTA'nın özellikle tarım ve maden işleme sektörlerine fayda sağladığını belirten Swaleh, işlenmiş ürünlerin bölgesel ticaretini kolaylaştırdığını ve verimsizlikleri azalttığını söyledi.
Islam Swaleh, 2035'e kadar 30 milyon kişinin aşırı yoksulluktan çıkarılabileceğini ve Afrika'nın gelirinin 450 milyar dolar artabileceğini öngördüklerini kaydetti.
"Her yıl milyonlarca genç iş gücüne katılıyor"
Swaleh, AfCFTA'nın uygulanmasında altyapı eksiklikleri, ticaret finansmanına sınırlı erişim, zayıf sınır lojistiği ve üretim kapasitesindeki eşitsizliklerin öne çıkan zorluklar olduğunun altını çizerek, birçok küçük ve orta ölçekli işletme ile tarımsal üreticinin sınır ötesi standartları karşılamakta zorlandığını aktardı.
Afrika'ya yönelik yabancı yatırımların önündeki engellere de değinen Swaleh, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yatırımların önünde ekonomik belirsizlikler, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, altyapı eksiklikleri ve kurallardaki uyumsuzluklar bulunuyor. İklim koşulları ve üretimden satışa uzanan sürecin aksaması, özellikle tarım sektöründe ilave zorluklar yaratıyor. Afrika Birliği, Afrika'da Kaliteli ve Sürdürülebilir Yatırım Stratejisi ile bu sorunları aşmayı, yatırımlar için daha öngörülebilir ve uzun vadeli bir ortam oluşturmayı hedefliyor."
Swaleh, Afrika Birliği Girişimcilik Politika Çerçevesi ve Model Yasası ile bu yaklaşımın yatırım ortamını iyileştirdiğini, üretken yerli ve yabancı yatırımı çektiğini ve Afrika'nın küresel pazarlardaki rolünü güçlendirdiğini kaydetti.
Afrika'nın genç nüfusunun ekonomik bir fırsata dönüştürülmesinin öncelikli hedeflerden biri olduğunu söyleyen Swaleh, gençlerin tarım, tarımsal ticaret, tarıma dayalı sanayi, dijital sektörler ve maden işleme alanlarında istihdam edilmesi gerektiğini vurguladı.
Her yıl milyonlarca gencin iş gücüne katıldığını belirten Swaleh, bu nüfusun modern üretim ve ticaret süreçlerine entegre edilmesinin kritik olduğunu ifade etti.
"Afrika, küresel ekonomik sistemde eşit koşullarda yer alabilir"
Swaleh, yıllık 90 milyar doları aşan mevcut kaynakların üretken yatırımlara yönlendirilebileceğini, bu kaynakların küçük ve orta ölçekli işletmeler, tarımsal faaliyetler, konut sektörü ve girişimler için üretken yatırımlara dönüştürülebileceğini dile getirdi.
Afrika Birliği’nin uzun vadeli önceliklerinin sanayileşme, gıda güvenliği, bölgesel entegrasyon, dijital dönüşüm, madenlerde katma değer üretimi ve kapsayıcı özel sektörün geliştirilmesi olduğunu kaydeden Swaleh, şu görüşleri paylaştı:
"Afrika'nın küresel ekonomik sistemde daha adil bir konum elde edebilmesi için üretim kapasitesini ve bölgesel entegrasyonu güçlendirmesi gerekiyor. Kıta içinde tüketilen ürünlerin daha fazlasını üretmek ve Afrika içi ticareti artırmak bu sürecin temelini oluşturuyor. Tarım ve madenlerde katma değer üreten, entegre ve sanayileşmiş ekonomiler inşa edildiğinde Afrika, küresel ekonomide eşit koşullarda yer alabilir."





