Gurbetin özlemiyle başlayan, kimlik arayışlarıyla derinleşen ve insanın içsel dönüşümüyle son bulan bir roman yolculuğu, A. Erol Göksu’nun kaleminden çıkan Dönüş Sancısı üçlemesi “Hasret, Değişim ve Bitiş” edebiyatseverlere bireyin varoluşsal mücadelesini katman katman sunuyor.

Almanya’ya çalışmak için giden bir neslin ardında bıraktıkları, gittikleri yerde karşılaştıkları ve zamanla içselleştirdikleri duygular, Dönüş Sancısı üçlemesinin merkezinde yer alıyor. A. Erol Göksu’nun kaleme aldığı bu seri, gurbetin ağır yükünü taşıyan insanların özlemlerini, kimlik arayışlarını ve içsel dönüşümlerini derinlemesine anlatıyor.

Serinin ilk kitabı Hasret, “gurbet” temasını merkeze alıyor. Almanya’ya çalışmak için giden bir kuşağın, yalnızlıkla harmanlanan özlem dolu hikâyesini aktarırken; sadece bireysel değil, toplumsal bir belleğe de ışık tutuyor.

İkinci kitap Değişim, bireyin kendini ve yaşadığı dünyayı sorgulama sürecine odaklanıyor. Felsefi altyapısı güçlü bu romanda, doğumdan ölüme uzanan yaşam çizgisi boyunca insanın anlam arayışı hem zihinsel hem duygusal dönüşümle ele alınıyor.

Serinin finali olan Bitiş ise zaman, değişim ve varlık gibi kavramlar etrafında şekillenen bir içsel kapanışı yansıtıyor. Doğal ve yapay değişimlere karşı duyulan tedirginlikten, kabullenişle gelen içsel dengeye uzanan bu bölüm, okuru derin bir düşünsel yolculuğa davet ediyor.

A. Erol Göksu, bu üçlemede sadece göçün değil, dönüşün de sancılı olduğunu; yola çıkanların bir gün geri döndüklerinde bıraktıkları hiçbir şeyi aynı bulamayışlarını samimi ve çarpıcı bir dille aktarıyor. “Bu hikâyeler sadece bireylerin değil, hepimizin ortak belleğine ait,” diyen yazar, bu serinin bir dizi filme uyarlanarak daha geniş kitlelere ulaşmasının en büyük arzusu olduğunu da vurguluyor.

Kaynak: Bülten