Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Üyesi Prof. Dr. Deyneli, "Ramazanda daha önceden diyabet tanısı konulmamış bireylerin bu dönemdeki beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak tanısını koyabiliyoruz." dedi.

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Üyesi Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iftar ve sahur arasındaki uzun sürenin en çok diyabet gibi kronik rahatsızlığı bulunanları etkilediğini söyledi.

Kronik rahatsızlığı olan bireyler için 16 saatlik açlık ve susuzluk döneminin risk oluşturduğuna işaret eden Deyneli, "Şekerin dengelenmesinde pankreası uyararak insülin salgısını artıran ilaçları kullananlarda oruç döneminde ciddi şeker düşüklükleri ortaya çıkıyor. Bu hastaların oruç tutmamalarını öneriyoruz." dedi.

"Şeker hastalığı tanısı ramazanda konuluyor"
Fark edilmeyen bazı sağlık sorunlarının ramazanda kendisini gösterdiğini ifade eden Deyneli, şöyle konuştu:

"Bazı hastalarımızın tanısını iftar sonrasında beliren yakınmalarla ortaya koyuyoruz. Şeker hastalığı tanısı ramazanda konulabiliyor. Hasta, diyabetinin olduğunun farkında değil ve oruç tutmaya başlıyor, iftar saatine kadar sallanan bir vaziyette gidiyor, iftar sonrasında ise ani bir şeker yüksekliği ile acil servise gelebiliyor. Ramazanda daha önceden diyabet tanısı konulmamış bireylerin bu dönemdeki beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak tanısını koyabiliyoruz."

Diyabetli hastaların ramazanda dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulunan Denyeli, sahura kalkılmadan tutulan orucun sağlıklı bireyler için bile ciddi bir risk oluşturduğuna dikkati çekti. Deyneli, yoğun terlemesi olan kişilerde sıvı kaybının böbreklere giden kan miktarında belirgin bir azalmaya neden olduğunu aktardı.

Prof. Dr. Deyneli, oruç tutanların güneş ışınlarının dik açıyla geldiği saatlerde açık alanlarda çok durmamaları ve günlük aktivitelerini azaltmaları gerektiğini vurguladı.

Editör: Haber Merkezi