Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, Türkiye'de ilk kez uygulanan Kovid-19 faz 3 aşı çalışmasına ilişkin, "Türkiye'de 13 bin kişiyi hedefliyoruz bu çalışmaya almayı. Bu 13 bin kişinin ilk aşamada 1200'ü, hastalık açısından ön planda ve en yüksek riskli grubu teşkil eden sağlık personeli olacak." dedi. 

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Aşı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Serhat Ünal ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, Türkiye'de ilk kez denenmeye başlayan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) faz 3 aşı çalışmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. 

Hacettepe Üniversitesinden Türkiye'deki ilk Kovid-19 aşı denemeleri açıklaması
Prof. Dr. Güran, burada yaptığı açıklamada, faz 3 aşı çalışmalarına geçen 9 aşı çalışmasının bulunduğunu, bu çalışmalar içerisinde en önde ve potansiyeli olan çalışmanın Sinovac firması tarafından yürütülen çalışma olduğunu belirterek "Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bakanlığıyla iş birliği içerisinde aşının faz 3 çalışmalarının Türkiye'de koordinasyonunu sağlayan bir misyona sahip. Dün ilk aşılama yapıldı. Ülkemiz ve dünya açısından bu çalışmaların olumlu sonuçlanmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı. 

"Üç aydır bilimsel olarak hazırlanıyoruz"
Prof. Dr. Serhat Ünal da üniversitenin tanı ve tedavinin yanı sıra aşı geliştirme konularında öncü rol oynadığına işaret etti.

Dünyada vaka sayısının 30 milyonu geçtiğini, 1 milyona yaklaşan ölüm sayısı olduğuna işaret eden Ünal, "Bu yangın nereye kadar gidecek? Hepimizin merak ettiği konu bu. Bütün hekimlerimiz ve sağlık personelimiz hasta olan kişileri tedavi etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Önemli olan, yeni vaka sayılarını azaltmak." dedi.

Aşının, enfeksiyon hastalıklarının önlenmesinde 100 yılı aşkın zamandır kullanılan, önleyici bir yöntem olduğunu anlatan Prof. Dr. Ünal, Türkiye'de de 13 aşı adayı çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Ünal, aşı çalışmalarının gönüllü bazında ve belirli kurallara göre yapıldığını belirterek şöyle konuştu:

"Almanya, Amerika, İngiltere, Brezilya, Şili ve Endonezya'da o ülkelerin kabul ettiği kurallar çerçevesinde gönüllü bazında yapılarak ve her türlü tedbir alınarak yapılan çalışmalardır. Orada yapılan çalışmalardan buradakinin bir farkı olamaz. Sağlık Bakanlığımız onaylayınca çalışmaya destek olacak 25 merkez belirlendi. Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra Hacettepe ilk merkez oldu. Ülke çapında faz 3 çalışması yapılacak. İnsanlığa hizmet edeceğiz. Hacettepe koordinatör merkez olacak. Üç aydan daha fazla bir süredir bu işe hazırlanıyoruz, bilimsel, etik ve uygulanabilirlik olarak. Hacettepe'nin öncülük etmesinden hepimiz gurur duyuyoruz. Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsünde geliştirilen yerli aşının da hayvan çalışmaları basamağına başlamak üzere. İnşallah oradan da iyi sonuç alırız."

"Aşı çalışmaları 25 merkezde sürdürülecek"
Prof. Dr. Murat Akova ise aşının bir faz 3 çalışması olduğunu belirterek "Bu, artık ruhsatlanma öncesinde yani toplumda yaygın kullanım izni verilmesi öncesindeki son aşama. Elinizdeki ürünün bu aşamada bilimsel olarak başarılı olduğu gösterilirse bundan sonraki aşamada ruhsatlanır ve toplumda yaygın olarak kullanılmaya başlar. Bizim şu anda yaptığımız çalışma bu." diye konuştu.

Prof. Dr. Akova, kullanılan aşının inaktive bir virüs aşısı olduğunu ifade ederek şu bilgileri paylaştı:

"İnaktive, öldürülmüş, canlılığı yitirilmiş virüs anlamına geliyor. Bütün bir virüs inaktive ediliyor, öldürülüyor ondan sonra aşı olarak kullanılıyor. Çocuk felci aşısından tutun da bu tür aşılar şimdiye kadar yaygın olarak kullanılmış, çok alışık olduğumuz bağışıklık sistemini iyi uyardığını bildiğimiz bir yöntem.

Şu anda dünyada faz 3 çalışmasında denenen 9 aşı var. Bu aşılardan 4'ü inaktive dediğimiz, bizim kullandığımız aşıya benzer aşı. İlk Hacettepe'de başladı. 25 merkezde Türkiye'de sürdüreceğiz. Türkiye'de 13 bin kişiyi hedefliyoruz bu çalışmaya almayı. Bu 13 bin kişinin ilk aşamada 1200'ü hastalık açısından ön planda ve en yüksek riskli grubu teşkil eden sağlık personeli olacak. Bu 1200 kişilik grubu ikiye böleceğiz. Bu tamamıyla 'kör ya da maskelenmiş' olarak yapılacak. Ne aşıyı uygulayan bizler ne de aşının uygulandığı gönüllüler bunu bilecekler. Bu grubun yarısına aşı, diğer yarısına da boş aşı vereceğiz. Gerçek anlamda bir molekülün etkili olup olmadığını gösterebilmenin yolu bu. Şu anda Kovid-19'a karşı etkili olduğu bilinen bir aşı yok. Boş bir aşı ile karşılaştırıyoruz. Eğer bizim gerçekten aşı yaptığımız grupta, hastalığa karşı aşı koruma gösterecek olursak bu aşının etkin olduğunu da göstermiş olacağız."

Akova, 1200 kişilik sağlık grubunu aşılarken belli aşamadan sonra bunu diğer gönüllülere de açacaklarını ifade ederek, "Diğer gönüllülere yaparken 2 kişiye aşı, bir kişiye ise boş aşı vereceğiz. Aşı alan gönüllüleri de izlemeye devam edeceğiz. Aşı yapılan veya boş aşı yapılan gönüllülerde belli sayıda hastalık ortaya çıkacak olursa, denetleme kurulumuz hastalık ortaya çıkan grupta kime gerçek kime boş aşı yapılmış ona bakacak. Eğer aşı yapılan grupta hastalık daha az ya da hiç görülmemişse o zaman aşının etkili olduğunu bir ara karar olarak oluşturacağız. Boş aşı alanlara size de aşı öneriyoruz diyeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Aşı gönüllüleri 7 ay takip edilecek"
Aşılama yapıldıktan sonra bu kişiler periyodik olarak kontrol edileceklerini anlatan Akova, şunları kaydetti:


 

Editör: Haber Merkezi