Afşin İlçe Sağlık Müdürlüğü Diyetisyeni Gülbeyaz Şahin, Kurban Bayramı’nda şeker ve şekerli besin tüketiminin yanı sıra et tüketiminin de arttığını belirterek, özellikle şişmanlık, yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve şeker hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.

''Veteriner kontrolü yapılamayan ve uygun koşullarda kesilmeyen hayvanlar, salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıklar bulaştırabilir'' diyen Şahin, etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi ve tüketilmesinin, ''sağlıklı beslenme'' açısından önemli olduğunu vurguladı.

Kesilen hayvanın etinin mutlaka 24 saat bekletilmesi gerektiğini belirten Şahin, yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertliğin hem pişirmede, hem de sindirimde zorluk yarattığını, midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara yol açabildiğini kaydetti.

Kurban Bayramı'nı diğer günlerden beslenme şekli olarak ayıran en temel özelliğin, kırmızı et tüketimi miktarı ve sıklığının artması olduğunu belirten Şahin, “Bayramlar, tüm aile bireylerini bir araya getiren, sevgi ve mutluluğun göstergesi olarak simgelenen geniş sofraların kurulduğu günlerdir. Bugünlerde tüketilen et miktarı kadar etlerin saklanma, hazırlanma ve pişirme yöntemleri de aynı öneme sahiptir” dedi.

Doymuş yağ oranı yüksek olan hayvansal gıdaların, kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkardığını anımsatan Şahin, Kurban Bayramı'nda et tüketilirken görünen yağ kısımlarının mutlaka temizlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Eti 24 Saat Bekletmeden Tüketmeyin

Kurban Bayramı'nda en sık yapılan hatanın bayram günü kesilen hayvanın etinin bekletilmeksizin birkaç saat içinde pişirilerek tüketilmesi olduğunu kaydeden Şahin, “Yeni kesilen hayvanın etindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde sıkıntı yaşatır. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir” diye konuştu.

Et Nasıl Saklanmalı?

Diyetisyen Şahin, daha sonra tüketilmek üzere ayırılan etlerin saklanmasına yönelik şu önerilerde bulundu:

“Daha sonra tüketilmek üzere ayırılan et büyük parçalar şeklinde değil; kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine koyularak buzdolaplarının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Buzdolabında -2 santigrat derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede daha uzun süre et saklanabilmektedir. Pişirmek için buzluktan veya derin dondurucudan çıkartılan et, yine buzdolabının alt raflarına indirilerek çözdürülmeli ve hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.”

Şekere Dikkat!

Bayram ziyaretlerinde şeker, çikolata, hamur tatlıları ve beraberinde tüketilen etin hem kolesterolün yükselmesine hem de kilo alımına neden olduğuna işaret eden Şahin, ev ziyaretlerine gidilirken düşük kalorili çorba, yoğurt, meyve, salata gibi yiyecekler yenerek evden çıkılmasının ikramlara “hayır” deme şansını doğurduğunu bildirdi.

Şerbetli hamur tatlıları yerine sütlü tatlıların tercih edilebileceğini ifade eden Şahin, çay ve kahvenin, yağ ve şeker içermedikleri için bayramın en masum ikramlarından görülse de içerdikleri kafein miktarından dolayı bayramda sağlığı olumsuz etkileyebileceğini kaydetti.

Aşırı kahve tüketiminin kalbin ritmini olumsuz yönde etkileyeceğini, kahvenin içerdiği kafein nedeniyle, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebileceğini söyleyen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu da düzensiz kalp atışlarına, kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Kahve tüketimini günde 2 fincandan, çay tüketimini ise 3-4 fincandan fazla olmamalıdır. Bayram süresince diyette olacak kişiler, zeytinyağlı sebze yemeği veya ızgara et ile bol yeşillikli salata ve yoğurt/ayran içeren bir menü tercih edebilir. Sağlıklı yaşamanın temel koşullarından biri olan fiziksel aktivitenin bayram süresince aksatılmamalı. Sıcak yaz günlerinde her gün en az 2-2,5 litre su tüketiminin ihmal edilmemesi gerekir.”

Editör: Haber Merkezi