15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe kalkışmasının ardından Amerika Birleşik Devletleri’ne giden TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri arasında yer alan, Kültür ve Turzm eski Bakanı­ AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, gerçekleştirdikleri temasları değerlendirdi.

Tv 24’te yayınlanan Moderatör Programına konuk olan Ünal, Fetullah Gülen’in iadesi konusunda Adalet Bakanlığı’nın gerekli girişimleri yaptığını belirterek, TBMM Dışişleri Komisyonunun ise, bu görüşmelere bir altyapı oluşturmak ve bilgilendirme çerçevesinde bu görüşmeleri yürüttüğünü söyledi.

Ünal, yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

“1981 yılında Türkiye ile ABD arasında imzalanan suçluların iadesi anlaşmasının 3., 9. ve 10. maddelerine göre aslında iade talebinde bulunulduğunda hızlı bir şekilde geçici gözaltı talebinin gerçekleştirilmesi ve belgelerin istenmesi gerekir. Adalet Bakanımız da geçici gözaltı talebinde bulundu. Dolayısıyla aslında burada bir hukuki süreçten ziyade, burada siyasi karar gerektiren durum söz konusu. ABD’nin şuan ki pozisyonuna baktığımızda yoğun bir seçim süreci, son 3 yıldan beri siyasetsizliği ve Suriye sürecinde takındığı tavır, oradaki belirsiz tutumu da gösteriyor ki, şuanda ABD’nin henüz bir karar vermediği anlamına geliyor. Adalet Bakanlığı ile yürüttüğümüz görüşmelerde onlar önce bizden bir heyet talep ettiler ancak, biz onların bize bir heyet göndermelerinin daha doğru olduğunu ifade ettik. ABD’den bir heyet gelecek. Daha sonra ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’ye gelecek. Dolayısıyla bizim yaptığımız temaslar son derece verimli geçti. Ben gezinin New York ayağına katılmadım. Bu toplantılar neticesinde gördük ki; bu konunun ABD’de daha iyi anlatılması gerekiyor. Maalesef bu FETÖ’cü terör örgütü ABD’de son 15 yıl içinde ciddi bir network ağı oluşturmuş. Özellikle karar vericiler üzerinde bir çeper var. Etki ajanlığı diyebileceğimiz bir yapıya sahipler. Türkiye’nin yaklaşımlarını çok doğru ifade etmemiz gerekiyor. Fetullah Gülen teröristinin iadesi konusunda ABD’deki siyasi iradenin hangi kararı verip vermeyeceği bu ilişkilerde belirleyici rol oynayacak gibi görülüyor. Adalet Bakanlığı iade görüşmelerini yürütüyor. Dışişleri Komisyonu ise bu görüşmelere bir altyapı oluşturmak ve bilgilendirme çerçevesinde bu görüşmeleri yürüttü. FETÖ için üçüncü bir ülke söz konusu değil. Anlaşmalar açık. Belgeler ulaştığında geçici göz altıyı hemen gerçekleştirmesi gerekiyor.”

Türkiye­ Rusya ilişkileri Türkiye ile Rusya arasındaki görüşmelerin 255 günlük bir kesintiden sonra yeniden başlamasını da değerlendiren Ünal, şunları söyledi:

“Bizim Rusya ile ilişkilerimiz sayın Putin’in de ifade ettiği gibi son derece güçlü idi. Uçak hadisesinden sonra derin bir kırılma yaşandı. Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeyi 15 Temmuz’a bağlamak yanlış olur. Çünkü 15 Temmuz’dan önce başlanılmış bir görüşme, bir süreç. 9 Ağustos ta planlaması yapılmıştı. Bizim Rusya ile yaptığımız görüşme, ABD ve diğer aktörlerden başka bir alana savrulduğumuz anlamına gelmiyor. Bizim dış politikada temel stratejimiz çok aktörlü, çok ilişkili, çok boyutlu bir dış politika sürdürüyoruz. Zaten burada bir şeyin altını çizmek gerekir. Küresel sistemin rahatsızlığı birçok aktörlü bir dış politika yürütmemizdir. Turizm konusunda Rusya bizim çok önemli partnerimiz. 4,5 milyon turist alıyoruz. Enerji ve dış ticaret açısından Rusya çok önemli bir aktör. Biz bu aktörü tabii ki kaybetmek istemeyiz. ABD darbeye gerekli tepkiyi göstermedi diye Türkiye Rusya’ya kayıyor değerlendirmesi doğru olmaz. 255 günlük bir kesintiden sonra Rusya ile ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmek amacıyla görüşmeler son derece önem kazanıyor.”

Yenikapı mitingi Geçtiğimiz hafta İstanbul­ Yenikapı’da düzenlenen mitinge yönelik soruyu da cevaplayan Ünal, orada verilen fotoğrafın tüm dünyaya bir mesaj niteliği taşıdığını vurguladı.

Ünal, “Yenikapı son derece önemli, dünyaya iyi bir cevaptı. Gezi olaylarında 6 saat boyunca reklam bile almadan yayın yapan CNN, darbenin ardından Türkiye’ye ilgi göstermedi. Milyonların meydanlardaki demokrasi şenliğini görmedi. Bizim demokrasimizin gücü, insanımızın kendi iradesine sahip çıkma hakkına gösterdiği kararlılık, bütün dünya için çok önemli bir mesaj niteliği taşıyordu” dedi. 15 Temmuz’un ardından oluşan siyasi uzlaşma zeminine de atıfta bulunan Ünal, muhalefetin eski dilini bir kenara bırakması gerektiğini kaydetti.

Ünal, şöyle konuştu: “Şuanda AB’ye baktığınız zaman bizim için bilinçli oluşturulan bir yapı var. Türkiye’ye dönük son 4 yıldan beri sürdürülen bir algı oluşturuldu. Gezi ile 17­25 Aralık ile beslendi, 15 Temmuz ise bunun finali idi. Siyasi ve hukuki zeminde meşru siyaset yapan partilerin bu algı operasyonunun değirmenine su taşımaması gerekiyor. CHP hala çıkıp diktatörlükten bahseder, bu algıya hizmet ederse biz hangi uzlaşmadan bahsedeceğiz. 15 Temmuz gecesi geleceğini kaybetmek üzere olan, uçurumun kenarından dönmüş bir ülke ki, hepimiz uçurumun kenarından döndük. Hala eski dilinizi kullanmaya devam ederseniz, biz bu uzlaşma zeminini bulamayız. Muhalefetin de seçilmiş cumhurbaşkanına, siyasi ve hukuki zemine sahip çıkması gerekiyor. Ben ABD’de şunu gördüm; 3 yıl boyunca oluşturulan baskı algısının finali 15 Temmuz gecesiydi. Darbe başarıya ulaşsaydı, ‘bir baskı rejimi yerle bir edildi, bir diktatör yerle bir edildi’ diyeceklerdi. Türkiye’nin seçilmiş meşru bir hükümeti vardır, parlamentosu dimdik ayaktadır. Türkiye’nin yeni bir Anayasaya ihtiyacı vardır, bunları da iyi niyetli, gizli ajanda olmadan, konuşarak, açık yüreklilikle yürütmemiz gerekiyor.

Editör: Haber Merkezi