Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, Türkiye’nin hükümet tarafından hazırlanan yeni bir yargı paketi ile karşı karşıya bulunduğunu belirterek, bu paket içinde yer alan değişikliklerin doğru olmayacağını ve yanlış olacağını söyledi.
 MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, hükümet, tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve görüşmelerine başlanan Türk Ceza Kanunu üzerine konuştu. Hazırlanan bu yargı paketinin içinde yine çok sayıda birbiriyle alakası olmayan konular yer aldığını belirten MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, “Yeni yargı paketiyle Yargıtay’daki dairelerin bakmış oldukları iş bölümleri, üye sayıları ve dava dosyaları değişmektedir. Sulh ceza mahkemelerini kaldıran yargı paketi, bölge idare ve adliye mahkemelerinin genel yapısını da değiştirmektedir; bu yanlıştır, doğru değildir” dedi.
Soruşturma aşamasında bir savcıyı etkilemeye teşebbüs edilmesi suç olmaktan çıkartıldığına dikkat çeken Dedeoğlu,  “Eski düzenlemede, görüşülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada yargıyı etkileyen kişiye iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülürken yeni düzenlemede maddeden soruşturma kısmı çıkartılmıştır. Bu düzenleme sonrası, hükümet veya hükümet üyeleri tarafından soruşturma sürecine bir müdahale söz konusu olabilecektir, bu da doğru değildir. Bu bakımdan, yargı paketi içinde yapılan buna benzer düzenlemeler, yargı bağımsızlığı bakımından çok tehlikeli düzenlemelerdir. Bu tip düzenlemelerle yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmak ve yargıyı kuşatma altına almak hiç kimseye bir fayda sağlamayacaktır.
Hazırlanan bu yargı paketinde sıkıntılı olarak gördüğümüz düzenlemelerin yanı sıra uyuşturucu ile mücadele konusunda yapılan değişiklikler de var, bu arada cezaların artırılması şeklinde düzenlenmiştir. Ülkemizde son yıllarda, maalesef, alkol ve madde bağımlılığı konusunda büyük artış yaşanmaktadır. Kısa adı "AMATEM" olan "Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi’ne 2005 yılında 17 bin 211 kişi başvuru yaparken bu sayı 2011 yılında 174 bin 229 ve nihayetinde 2012 yılında da 227 bin 298 kişiye kadar yükselmiştir. Bunlar çok büyük rakamlardır Türkiye için. Bu başvuruların 3 bin 377'si ne yazık ki çocuk yaşta kişilerden oluşmaktadır. Bu da ayrıca büyük bir konu, büyük bir problemdir. Bu nedenle, burada uyuşturucuyla mücadele konusunda yapılan çalışmalar gerçekten büyük önem taşımaktadır.
Gençlerimizi ve çocuklarımızı uyuşturucunun esiri olmaktan kurtarmamız gerekmektedir. Bu mücadelede yasal düzenlemelerin yanı sıra mutlaka eğitim, kültür ve toplumsal anlamda da çalışmalar yapılmalıdır. Kadınlara ve çocuklara karşı uygulanan şiddet konusu da ülkemizin son yıllarda en önemli sorunlarından biri hâline gelmiştir. Yaşanan olaylar toplumu ve aileleri yaralamakta ve çok derin acılar bırakmaktadır. Bu konuda yaşanan olaylar hükümeti ve toplumun bütün kesimlerini harekete geçirmelidir. Çocuklara karşı işlenen suçlarda ceza artırımına gidilmelidir. Bu konuda yapılan çalışmalara devam edilmesi gerekmektedir. Temennimiz, çocuklara karşı işlenen suçların bütün bu çalışmalar sonrası önlenebilecek duruma getirilmesidir. Ülkemizde çocukların ihmal ve istismar edilmesine yol açan her türlü faktör ortadan kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.
Editör: Haber Merkezi