MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, ülkemizde sağlık hizmetlerinin adım adım pahalanmakta olduğunu ifade ederek, hastaların cepten yaptıkları harcamaların her geçen gün arttığını söyledi. Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla başlatılan uygulamaları, bugün gelinen noktada ne hastaları ne de sağlık çalışanlarını memnun eder hâle geldiğini iddia eden MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, hastanede hastalar artan kuyruklarda muayene için saatlerce sıra beklerken, ameliyat için bazı bölümlerde günler sonrasına randevu verildiğini kaydetti.
Katılım payları
Emeklilerden ve çalışanlardan tahsil edilen yüzde 10 ve yüzde 20'lik kesintilere her geçen gün yenilerinin eklendiğine işaret eden MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, “İlaç katılım payı, muayene katılım payı, reçete katılım payı, ilaç ve eş değer ilaç farkı gibi yeni uygulamalara geçilmiştir. Bu uygulamaların pek çoğu eczacılar ile hastaları karşı karşıya getirmektedir. Hükûmet tarafından neredeyse tahsildar durumuna düşürülen eczacıların mağduriyeti sürmektedir, eczacılar çile çekmektedir.” dedi.
Eczacılar mağdur
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, hükümetin 2012 yılında tüm partilerin mutabakatıyla değişen 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanun'a bağlı yönetmelik çalışmasının aradan geçen on sekiz aya rağmen hâlâ yayınlanmadığına da dikkat çekerek, açıklamalarını söyle sürdürdü:
“Eczacılar bu sorunlarla boğuşurken özel tedavi ücretleri de ülkemizde her geçen gün artmaktadır. Özel hastanelerin alacakları fark ücretini Hükûmet yüzde 90'lardan yüzde 200'e kadar çıkarmıştır.
Fiyat artışı yüzde 121
Hükûmet vatandaşın cebinden çıkan sağlık harcamasına bir yenisini daha eklemiştir. Fark ücretinin alınmaya başlandığı 2008 yılından itibaren özelde fiyat artışı yüzde 121 oranında zamlanmıştır.
Son beş yıl içinde vatandaş tarafından özel sağlık hizmetlerine ödenen para 11 milyar 750 milyonu bulmuştur. Devlet tarafından ödenen para da son beş yıl içinde 4,1 milyar liradan 6,8 milyar liraya çıkmıştır.
Ülkemizde sağlık hizmetlerinde gelinen nokta, maalesef hiç de iç açıcı bir noktada değildir. Sağlık çalışanlarının iş yükü kat kat artmıştır. Aile hekimleri nöbete tabi tutulurken hemşireler gün içinde istek dışı vardiyaya ya da nöbete bırakılmaktadır.
Sağlıkta şiddet sürüyor
Sağlık çalışanlarına karşı şiddet maalesef ki artmıştır. Ülkemizde son sekiz aylık dönem içerisinde sağlık alanında 7.287 şiddet olayı meydana gelmiştir. En fazla şiddet olayı da devlet hastanelerinde yaşanmaktadır.
Şiddet, nöbet, yoğun iş yükü ve bulaşıcı hastalık gibi zor şartlar altında çalışan sağlık çalışanlarına mutlaka yıpranma hakkı verilmelidir. Döner sermaye gelirlerinin emekliliğe yansıtılmaması, bugün tüm sağlık çalışanlarının ortak sorunu hâline gelmiştir.
Bu gelirler mutlaka emekliliğe yansıtılmalıdır. Hükûmet, sözleşmeli personele verilen kadro esnasında kapsam dışı bırakılmış olan 4/C'liler, vekil ebeler, hemşire ve aile sağlığı çalışanlarına kadro vermelidir.
En önemlisi, üniversite genel sekreter yardımcıları, emsal unvana sahip diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelden daha az bir ücretle çalışmaktadır. Bu kişilere 3.600 ek gösterge verilerek mağduriyetleri önlenmelidir.”
Editör: Haber Merkezi