TBMM Genel Kurulunda partisi adına konuşan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Tor, "KİT Komisyonu üyesi olmam sebebiyle ülkemiz için hem ekonomik hem de sosyal, stratejik nedenlerle son derece önemli olan KİT'lerin iyi yönetilmemesi ve etkin bir biçimde denetlenmemesi sonucunda getirildikleri nokta hususunda bir değerlendirmede bulunacağım" dedi.

Tor, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın altıncı bölümü 142 ila 171'inci maddelerden oluşmaktadır. Söz konusu maddeler de faydalı modelle ilgili düzenlemeleri, sınai mülkiyet hakkına ilişkin süreler ve bildirimleri, hak sahibinin tecavüze uğraması ve tazminatı, zaman aşımını, ihtiyati tedbiri, ücretleri, ödeme sürelerini ve sonuçlarını, kurumun danışma kurulu ve eğitim merkezi, yeni daireler kurulması ve görevleriyle ilgili düzenlemeler içermektedir. Teknik konulardır, ilgili komisyonlarda etraflı
olarak değerlendirmeler yapılmış, Milliyetçi Hareket Partisi Komisyon üyelerimiz gerekli katkıları sağlamıştır.

Malumunuz, KİT statüsünü haiz kuruluşlar çoğunlukla devletin doğal tekel konumunda olduğu piyasalar ile ülke için kritik, stratejik önemi olan alan ve sektörlerde faaliyet göstermektedirler. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de başta enerji, ulaştırma, bankacılık gibi alanlar olmak üzere değişik sektörlerde KİT'ler faaliyet göstermektedir. 2016 yılı yasama faaliyetleri çerçevesinde bugüne kadar KİT Komisyonunda birçok kamu iktisadi teşebbüsünün Sayıştay raporları ilgili kuruluşların yöneticilerinin de hazır bulunduğu toplantılarda müzakere edilmiştir.
Bu toplantılar da maalesef bu kuruluşların birçoğunun hem iyi yönetilmediğini hem de etkin bir şekilde denetlenmeyerek yöneticilerinin hesap vermediğini açıkça göstermiştir. Sadece bir örnek vermek gerekirse, İller Bankasında Sayıştay’ın 100'e yakın inceleme, soruşturma talebi maalesef aradan uzun yıllar geçtiği, hatta zaman aşımını da girdiği hâlde sonuçlandırılamamıştır. Eski Genel Müdürün 3628'den yargılandığı bu kurumda inceleme, soruşturma taleplerine daha bir titizlik gösterilmesi gerekirken gerçeğin ortaya çıkarılmasına maalesef kayıtsız kalınmıştır.
 

Bu kuruluşların başarılı olabilmesinin ilk şartı, yöneticilerin işin gerektirdiği donanıma ve kapasiteye sahip, ehil kişiler arasından seçilerek göreve atanmış olmalarıdır. Yüce Mevla tam da bu konuda bize şu şekilde emir ve tavsiyelerde bulunmaktadır: "Şüphe yok ki Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." Peygamber Efendimiz de Cenab-ı Hakk'ın bu emir ve tavsiyelerine hayatı boyunca riayet etmiştir, koyduğu kuralları önce kendinde uygulamıştır. Örneğin, Mekke'nin fethindeki olayı biliyorsunuz. Tekrar etmek gerekirse, Müslümanlar için son derece önemli ve değerli olan Kâbe'nin anahtarını sahabeden birine değil, o sırada henüz Müslüman olmayan ama o vazifeyi en iyi şekilde yerine getirebilecek kişi olan Osman Bin Talha'ya teslim etmiştir. Yani, kendinden olmayan birine teslim etmiştir. Bugün bu uygulamadan, bu anlayıştan çok uzak olunduğunu belirtmek istiyorum.
 

Son olarak, iktidar partisiyle yakın ve kirli ilişkiler içine giren KİT'lerin bir ülkeye nasıl zararlar verebileceğine ilişkin en güzel ve çarpıcı olaylardan biri çok kısa bir süre önce Brezilya'da yaşanmıştır.
Brezilya'da yaşanan Petrobras olayı Brezilya'yı büyük ve derin ekonomik ve siyasi krize sokmuştur; birçok kamu görevlisi, şirket yöneticisi tutuklanmıştır, devlet Başkanı Dilma görevinde azledilmiş, eski Devlet Başkanı Lula da Silva hakkında da soruşturma açılmıştır. Tüm bu olayların neticesinde ülke ekonomisi 2015 yılında yüzde 3,8 küçülmüş, 2014 yılında yaklaşık 2 trilyon 420 milyar dolar olan gayrisafi millî hasıla 2015'te 1 trilyon 775 milyar dolara gerilemiş, 2015'te yaklaşık 25 milyar Amerikan doları civarında doğrudan yabancı sermaye kaybı yaşanmış, ülkede fakirlik ve huzursuzluk artmıştır. Cefayı çeken fakir, garip gureba halk olmuştur. Benzer hadiselerin ülkemizde yaşanmaması en büyük dileğimdir. Hakka ve hukuka, adalete sımsıkı sarılmamız gerektiğini, gerçekten önem vermemiz gerektiğini belirtiyor, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum."

Tor, Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı Hakkında Konuştu

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor, TBMM Genel Kurulunda 341 sıra sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı ile alakalı konuştu.

TBMM Genel Kurulunda partisi adına konuşan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Tor, "KİT Komisyonu üyesi olmam sebebiyle ülkemiz için hem ekonomik hem de sosyal, stratejik nedenlerle son derece önemli olan KİT'lerin iyi yönetilmemesi ve etkin bir biçimde denetlenmemesi sonucunda getirildikleri nokta hususunda bir değerlendirmede bulunacağım" dedi.

Tor, konuşmasına şöyle devam ett:

"Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın altıncı bölümü 142 ila 171'inci maddelerden oluşmaktadır. Söz konusu maddeler de faydalı modelle ilgili düzenlemeleri, sınai mülkiyet hakkına ilişkin süreler ve bildirimleri, hak sahibinin tecavüze uğraması ve tazminatı, zaman aşımını, ihtiyati tedbiri, ücretleri, ödeme sürelerini ve sonuçlarını, kurumun danışma kurulu ve eğitim merkezi, yeni daireler kurulması ve görevleriyle ilgili düzenlemeler içermektedir. Teknik konulardır, ilgili komisyonlarda etraflı
olarak değerlendirmeler yapılmış, Milliyetçi Hareket Partisi Komisyon üyelerimiz gerekli katkıları sağlamıştır.

Malumunuz, KİT statüsünü haiz kuruluşlar çoğunlukla devletin doğal tekel konumunda olduğu piyasalar ile ülke için kritik, stratejik önemi olan alan ve sektörlerde faaliyet göstermektedirler. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de başta enerji, ulaştırma, bankacılık gibi alanlar olmak üzere değişik sektörlerde KİT'ler faaliyet göstermektedir. 2016 yılı yasama faaliyetleri çerçevesinde bugüne kadar KİT Komisyonunda birçok kamu iktisadi teşebbüsünün Sayıştay raporları ilgili kuruluşların yöneticilerinin de hazır bulunduğu toplantılarda müzakere edilmiştir.
Bu toplantılar da maalesef bu kuruluşların birçoğunun hem iyi yönetilmediğini hem de etkin bir şekilde denetlenmeyerek yöneticilerinin hesap vermediğini açıkça göstermiştir. Sadece bir örnek vermek gerekirse, İller Bankasında Sayıştay’ın 100'e yakın inceleme, soruşturma talebi maalesef aradan uzun yıllar geçtiği, hatta zaman aşımını da girdiği hâlde sonuçlandırılamamıştır. Eski Genel Müdürün 3628'den yargılandığı bu kurumda inceleme, soruşturma taleplerine daha bir titizlik gösterilmesi gerekirken gerçeğin ortaya çıkarılmasına maalesef kayıtsız kalınmıştır.

Bu kuruluşların başarılı olabilmesinin ilk şartı, yöneticilerin işin gerektirdiği donanıma ve kapasiteye sahip, ehil kişiler arasından seçilerek göreve atanmış olmalarıdır. Yüce Mevla tam da bu konuda bize şu şekilde emir ve tavsiyelerde bulunmaktadır: "Şüphe yok ki Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." Peygamber Efendimiz de Cenab-ı Hakk'ın bu emir ve tavsiyelerine hayatı boyunca riayet etmiştir, koyduğu kuralları önce kendinde uygulamıştır. Örneğin, Mekke'nin fethindeki olayı biliyorsunuz. Tekrar etmek gerekirse, Müslümanlar için son derece önemli ve değerli olan Kâbe'nin anahtarını sahabeden birine değil, o sırada henüz Müslüman olmayan ama o vazifeyi en iyi şekilde yerine getirebilecek kişi olan Osman Bin Talha'ya teslim etmiştir. Yani, kendinden olmayan birine teslim etmiştir. Bugün bu uygulamadan, bu anlayıştan çok uzak olunduğunu belirtmek istiyorum.

Son olarak, iktidar partisiyle yakın ve kirli ilişkiler içine giren KİT'lerin bir ülkeye nasıl zararlar verebileceğine ilişkin en güzel ve çarpıcı olaylardan biri çok kısa bir süre önce Brezilya'da yaşanmıştır.
Brezilya'da yaşanan Petrobras olayı Brezilya'yı büyük ve derin ekonomik ve siyasi krize sokmuştur; birçok kamu görevlisi, şirket yöneticisi tutuklanmıştır, devlet Başkanı Dilma görevinde azledilmiş, eski Devlet Başkanı Lula da Silva hakkında da soruşturma açılmıştır. Tüm bu olayların neticesinde ülke ekonomisi 2015 yılında yüzde 3,8 küçülmüş, 2014 yılında yaklaşık 2 trilyon 420 milyar dolar olan gayrisafi millî hasıla 2015'te 1 trilyon 775 milyar dolara gerilemiş, 2015'te yaklaşık 25 milyar Amerikan doları civarında doğrudan yabancı sermaye kaybı yaşanmış, ülkede fakirlik ve huzursuzluk artmıştır. Cefayı çeken fakir, garip gureba halk olmuştur. Benzer hadiselerin ülkemizde yaşanmaması en büyük dileğimdir. Hakka ve hukuka, adalete sımsıkı sarılmamız gerektiğini, gerçekten önem vermemiz gerektiğini belirtiyor, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum."

Editör: Haber Merkezi