MHP Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor, TBMM de, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde yaptığı konuşmada çiftçi ve esnafın güç durumda olduğunu söyleyerek acil önlem alınmasını istedi.Milliyetçi Hareket Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor, TBMM Genel Kurulunda, 456 sıra sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü ile alakalı olarak Milliyetçi Hareket Partisi adına konuştu.
Vatandaşın ekonomik sorunlar altında ezildiğini söyleyen Tor, "Çözüm ekonominin canlandırılmasındadır, çözüm çok çalışmadadır, çözüm israfı önlemededir, her şeyden önce de haktan, hukuktan ve adaletten yana olmaktır, çözüm sigortalının, BAĞ-KUR'lunun işini kaybetmesinin önlenmesindedir" dedi.

2012 tarihinden itibaren uygulamaya konulan genel sağlık sigortası sisteminden beklenen netice elde edilemediğini ifade eden MHP Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor, aradan altı yıl geçtikten sonra sistemin revize edilmesi ihtiyacının çıktığını söyledi.Beklenen netice elde edilemediği için bugün sistemi basitleştirmek ve tarifeyi düşürmek için gayret gösterildiğini söyleyen Tor, konuşmasına şöyle devam etti:

"Özellikle belirtmek gerekir ki genel sağlık sigortası primleri devlet tarafından ödenenler hariç -genel gerekçede de belirtildiği üzere- diğer mükelleflerin primlerinin tahsilinde sistemin karmaşıklığından kaynaklanan, sağlık primi ödeme alışkanlığının olmaması gibi sebeplerle önemli güçlüklerle karşılaşılmış, prim tahsilatı çok düşük oranlarda gerçekleşmiştir. Sistemin basit, uygulanabilir olması amacıyla yapılmak istenen düzenlemeyi olumlu karşılıyoruz.Değerli milletvekilleri, olayı, genel sağlık sigortasındaki başarısızlığı, salt sistemin karmaşıklığına, sağlık primi ödeme alışkanlığının olmamasına bağlamak olayı tam doğru olarak teşhis edememektir. Sorun, ekonomiktir.

Bakınız, 2015 yılının aralık ayı itibarıyla 4/a kapsamındaki zorunlu sigortalı sayısı 19 milyon 53 bin iken tam bir yıl sonra yani Kasım 2016 itibarıyla bu sayı 18 milyon 856 bine düşmüştür. Bir yılda zorunlu sigortalı sayısındaki azalma tamı tamamına 197.248'dir. Bunun anlamı, yılda 200 bin kişinin muhtaç hâle geldiğidir. Yılda ortalama 700 bin kişiye istihdam sağlaması hâlinde işsizliğin artmayacağı bir ekonomide, ilave 200 bine yakın kişinin istihdamdan düşmesi, üzerinde önemle durulması gereken ciddi bir ekonomik problemdir."

Kasım 2016 yılı itibariyle işsizliğin yüzde 12,1 oranına yükseldiğini belirten Tor, "Nüfusumuz 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,6 oranında artmıştır. Bu artış, aktif nüfusun 300 binden fazla artması demektir. Normal şartlarda 700 bin kişiye istihdam yaratması hâlinde işsizliğin artmayacağı varsayıldığında, istihdamdaki azalma ve aktif nüfusun artması birlikte değerlendirildiğinde, istihdam bakımından ekonominin ciddi sıkıntı içinde olduğu açıktır. Nitekim, bu sıkıntının bir neticesi olarak; işsizlik tarihî rekor kırarak Kasım 2016 itibarıyla yüzde 12,1 oranına yükselmiştir. Genç nüfusun işsizlik oranı ise 3,5 puan artarak yüzde 22,6'ya yükselmiştir. Vergi borçlarını, prim borçlarını ne kadar yapılandırırsak yapılandıralım, varlık barışı yasası çıkaralım, ekonomi canlanmadığı sürece, işsizliği azaltmadığımız müddetçe, yapılacak düzenlemelerin bir anlamı olmayacaktır." diye konuştu.

- Esnaf, çiftçi güç durumda

Yarım milyon kişi- gelirden, geçimden yoksun hâle geldiğini söyleyen Tor, şöyle devam etti:

"Değerli milletvekilleri, 4/B kapsamında yani esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanlar, tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar bakımından olaya baktığımızda, Aralık 2015 tarihi itibarıyla sayısı 2 milyon 833 bin iken, on iki ay yani bir tam yıl sonra, Kasım 2016 itibarıyla bu sayı 2 milyon 706 bine düşmüştür. Yani 2016 yılının başından Kasım 2016 ayına kadar geçen on iki aylık süre içerisinde 126.426 kişi, esnaf ve sanatkâr olarak, çiftçi olarak sistemden çıkmıştır. Bugün mazotun litre fiyatı 4,5 TL'nin üzerindedir, böyle bir ortamda çiftçilik yapmak kolay değildir. Hiç kimsenin, asgari şartlarda gelir elde etmesi hâlinde dahi, esnaflığı, sanatkârlığı, çiftçiliği bırakmayacağı açıktır. Geçen bir yıl içerisinde kendi adına çalışan tam 126 bin küsur kişinin işini bırakması demek, her bir esnaf, her bir sanatkâr, her bir çiftçi ailesi -eşi ve çocukları hesabıyla ortalama 4'le çarparsak toplam 500 binin üzerinde kişi yani yarım milyon kişi- gelirden, geçimden yoksun hâle gelmiştir.

Tabii ki esnafın, sanatkârın, çiftçinin işini bırakmasının sebepleri vardır. Bugün itibarıyla dolar 3,62 TL'dir, avro 3,84 TL'dir. Kasım 2016 itibarıyla işsizlik yüzde 12,1'dir, enflasyon yüzde 10'lara yaklaşmıştır. Mazot, benzin, gaz, gübre, yem fiyatları fevkalade yükselmiştir. Böyle bir ortamda esnafın iş yapması, sanatkârın, çiftçinin işini devam ettirmesi mümkün olamamıştır. AKP kabul eder etmez, acı da olsa bir gerçek var ki esnaf, çiftçi güç durumdadır. Bir yıllık süre içerisinde tam 1 milyon kişinin işini terk etmesi de bunun göstergesidir.

Değerli milletvekilleri, bugün BAĞ-KUR'lunun en düşük aylık prim miktarı 613 lira 23 kuruştur. Çiftçi BAĞ-KUR'lunun en düşük aylık prim miktarı 490,59 kuruştur. BAĞ-KUR'lunun büyük bir kesimi 5 puanlık prim indirimden yararlanamamaktadır, zira yararlanma şartları ağırdır. Ortalama olarak üç beş ay önceki prim tahsilatı yüzde 50'ler mertebesindeyken bugün bu oran 10-15 puan gerilemiştir. Böyle olunca da, kepenk kapatma, işini terk etme devam etmektedir. Artan girdi fiyatları nedeniyle çiftçi tarlasını süremez hâle gelmiştir. Böyle olunca kepenk kapatan, işini terk edenler bakımından Ahilik Sandığı da bir huzur getirmeyecektir. İflas ettikten sonra üç beş kuruş yardım yapmak değil, maharet, iflas etmeden, kepenk kapatmadan önce esnafın, çiftçinin, sanatkârın yaşamasını sağlamaktır. "

Değerli milletvekilleri, bir başka konu 4/C kapsamında sayılan kamu görevlisi sayısıdır. 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Haziran 2016'da 3 milyon 83 bin civarındayken Kasım 2016'da bu sayı 2 milyon 985 bin civarına gerilemiştir. Azalma 97.766'dır. Bunlara son kararlarla atılanlar da dâhil edildiğinde azalma kamu görevlilerinde 100 bini geçmiştir. 100 bin kamu görevlisinin azalması ortalama 300-400 bin nüfus demektir.

Tor, konuşmasında sağlık alanındaki sorunlara da değinerek, şu ifadeleri kullandı:

" AKP'nin iktidar olduğu 2002 yılından sonra 2007 yılına kadar geçen süre içerisinde, özellikle de özel hastanelerin vatandaşın hizmetine sunulması, isteyenin istediği -kamu, özel- hastanede tedavi olabilmesinin yolunun açılması ve ilk başta vatandaşın ilave ücret ödememesi sağlık hizmetlerine ulaşımda bir rahatlama sağlanmıştır. Nitekim, bu rahatlamanın bir neticesi de 2007 seçimlerinde seçim sandığına AKP açısından müspet yansımıştır.

2007 yılından sonraki süreçte özel hastanelere ilave ücret uygulamasına geçilmiştir. 2008 yılında yüzde 30 oranında ilave ücret alan özel hastanelerin ilave ücret oranı 2009 yılında yüzde 70'e, 2012 başlarında yüzde 90'a çıkarılmıştır. Mayıs 2013 tarihinden itibaren de özel hastanelerde yüzde 200 oranında ilave ücret alınabilmektedir. Bir örnek vermek gerekirse, özel hastanede paket veya diğer şekilde muayene ve tedavi masrafı toplamı 100 TL tutan bir hasta 200 TL ilave ücret verecektir. Bunlardan vatandaşın reçeteden kaynaklanan katkı payları ve ilave ödemeleri müstesnadır. Özel hastanelerde dar gelirlinin muayene olması ortadan kalkmıştır. Genel sağlık sigortası priminin 53 TL'ye düşmesi ilave ücret ödenmesini engellemeyecektir. Bu sebeple, primin azalması vatandaşın derdine yeterince çare olmayacaktır.

Değerli milletvekilleri, bir başka konu: Tıp fakültesinde döner sermaye ve tam gün uygulamalarının bir neticesi olarak, birçok yetişmiş öğretim üyesi istifa etmek, emekli olmak zorunda kalmıştır. Bugün, yetişmiş birçok öğretim üyesi açtıkları muayenehanelerde hasta muayene etmekle beraber, özellikle de cerrahi müdahaleyi gerektiren durumlarda parça başı anlaştıkları özel hastanelerde yaptıkları cerrahi müdahaleler nedeniyle önemli miktarlarda ücret talep ettikleri de bir başka gerçektir.

Burada özel hastane ve öğretim üyelerini suçlamak gibi bir kastım asla yoktur. Zira, bir doktorun, özellikle de uzmanlığa, öğretim üyeliğine yükselmesinde geçirdiği zor aşamaları bilen bir kişi olarak, kolay yetişmediğini biliyorum. Olay, sorun, kolay yetişmeyen bu meslek grubunun ayda 3-5 bin lira döner sermayeye mahkûm edilmesindedir. Gerek sigortalı olarak gerek BAĞ-KUR'lu ve çiftçi olarak gerek kamu görevlisi olarak gerekse nüfustaki artış nedeniyle bir yılda istihdamdaki azalma 500 bine yakındır. Aktif nüfustaki artış 320 bindir. Böyle bir ekonomik tablo karşısında genel sağlık sigortası primini ne kadar düşürürseniz düşürün beklenen başarı sağlanamayacaktır.

Çözüm ekonominin canlandırılmasındadır; çözüm çok çalışmadadır; çözüm israfı önlemededir; her şeyden önce de haktan, hukuktan ve adaletten yana olmaktır; çözüm sigortalının, BAĞ-KUR'lunun işini kaybetmesinin önlenmesindedir diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. "

Editör: Haber Merkezi