Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz'da İstanbul'da Ankara'da ülkemizin her köşesinde, sokaklarda, meydanlarda Sütçü İmam'dan bayrağı devralan edeler, seymenler, zeybekler, uşaklar, dadaşlar, gakkoşlar, kızanlar kol geziyordu. Dün ülkemizi işgale gelen İngiliz'in, Fransız'ın, onların maşaları olan işbirlikçilerinin karşısına sadece yüreğimizle bileğimizle karşı çıkmıştık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müftülük Meydanı'nda Kahramanmaraş'ta yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılış törenine katıldı.
Kahramanmaraşlılara ayrı ayrı sevgilerini ve selamlarını ilettiğini belirten Erdoğan, "Kahramanmaraş'ın mert evlatlarını, kadirşinas insanlarını, edelerini gönülden selamlıyorum. Her biri birbirinden kıymetli güzel adamların, şairlerin, mütefekkirlerin, gönül insanlarının memleketi Kahramanmaraş'ı hürmetle selamlıyorum." diye konuştu.
"Maraş, Maraş, can Maraş, canlara canan Maraş" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Canlara canan olan, kahramanlığını isminde tescillendiren Maraş, Türkiye'nin sigortasıdır, garantisidir. Çünkü bu şehir düşman işgaline karşı kimseden yardım beklemeden, destek beklemeden, kendi başına direnmiş bir şehirdir. Bu şehrin insanları kendi iradeleriyle organize olmuş ve kendi bileklerinin, yüreklerinin hakkıyla düşmanlarını tam 97 yıl öne 12 Şubat 1920'de bağırlarından söküp atmıştır. Türk milleti Sütçü İmam'ın attığı o ilk kurşunla yanmaya başlayan, Rıdvan Hoca'nın nefes vererek harladığı o hürriyet ateşini, vatanına, inancına, bayrağına, ezanına yönelik her saldırıda yeniden yükselmiştir."
- "Aynı mücadeleyi verdik"
Bugün de eğer ülkenin ve milletin başına bir musibet, bela gelirse buna ilk ve en güçlü tepkilerden birisinin Kahramanmaraş'tan geleceğine inandığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Nitekim, 15 Temmuz'da İstanbul'da Ankara'da ülkemizin her köşesinde, sokaklarda, meydanlarda Sütçü İmam'dan bayrağı devralan, edeler, seymenler, zeybekler, uşaklar, dadaşlar, gakkoşlar, kızanlar kol geziyordu. Dün ülkemizi işgale gelen İngiliz'in, Fransız'ın, onların maşaları olan işbirlikçilerinin karşısına sadece yüreğimizle bileğimizle karşı çıkmıştık. 15 Temmuz'da günümüzün işgalcilerinin, Feto ve yandaşlarının, onların maşası, kölesi olarak halkıma silah çekenlerin karşısında aynı mücadeleyi verdik ve 248 insan şehadete yürüdü. 'Allah Allah' diyerek yürüdü, 'şehadet' diyerek yürüdü. Çünkü 'Şüheda gövdesi bir baksana yerler gökler' diyerek yürüdü. 'O rüku olmazsa eğilmez başlar' diyerek yürüdü ve eğilmedi başlar. Onlar, F16'larla saldırdı, tanklarla helikopterlerle saldırdı ama benim o gururlandığım milletim, sevgili kardeşlerim, halkım, vatandaşım, onlara taa Marmaris'ten 'Hep beraber meydanlara' diye haberi gönderdiğimiz zaman facetime'dan Türkiye'nin dört bir yanından halkım meydanlara yürüdü."
"Benim halkım şunu biliyordu" ifadesini kullanan Erdoğan, İstiklal Marşı'ndan "Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın / Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın." dizelerini okuyarak, "Benim kardeşlerim tankların karşısına çıktılar, F16'lar bomba yağdırdı şehit oldular, helikopterler bomba yağdırdı şehit oldular, tankların altında bizim gençlerimiz, bizim hanım kardeşlerimiz kaldı, paramparça oldular ama şehadete yürüdü, onlar cennete yürüdüler. 2 bin 193 gazimiz vardı bunlar da şehadet için yoldaydılar. Allahım'a hamdolsun, böyle bir milletin reisicumhuru olmaktan daha güzel ne olabilir ki? Rabbim inşallah bizlere de o makamı ilahiyi nasip eder." değerlendirmesinde bulundu.
- "Ne kadar iftihar etsem azdır"
Erdoğan, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracaklarını bildirerek, "Kim ne derse desin çıkartacağız, isteseler de istemeseler de çıkartacağız ve o gün yakındır. Ölüm saçan namluların karşısında ne vardı? Sadece iman dolu yürekler vardı. Ne diyor şair, 'İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür / İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür.' İmansız paslı yürekler vardı benim kardeşlerimin karşısında ve milletimiz sinesinde yük değil, mangal gibi bir yürek taşıdığını hamdolsun dosta düşmana göstermiştir. Böyle bir milletin evladı olmaktan, edelere yol arkadaşı olmaktan ne kadar iftihar etsem, Rabbime ne kadar hamd etsem azdır. Sana hamdolsun ya Rab, beni bu edelerle milletimle birlikte yoldaş ettin, gönüldaş ettin, hamdolsun sana ya Rab."
