Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, "Şu anda kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 33.9 seviyelerine gelmiş durumda. Hedefimiz 2023 yılında kadınların iş gücüne katılma oranını yüzde 41'ler seviyesinde gerçekleştirmek." dedi.

Sarıeroğlu, Büro Memur-Sen tarafından bir otelde düzenlenen "Merhamet ve Kadın" temalı program ve fotoğraf yarışması ödül törenine katıldı.

Törende konuşan Sarıeroğlu, Büro Memur-Sen Kadınlar Komisyonunun kurulmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Kadın konusunda 16 yıldır devrim niteliğinde düzenlemeler yapıldığını vurgulayan Sarıeroğlu, kadın konusunu hiçbir zaman siyaset ile eş değer değerlendirmediklerini, siyaset ve ideolojiler üstü bir konu olarak ele aldıklarını anlattı.

Politikaların üçüncül bakış açısıyla, istişareyle, ortak akılla oluşturulmasına önem verdiklerini belirten Sarıeroğlu, bu sayede hayatın her alanında daha etkin ve aktif kadınlar bulunduğunu kaydetti.

Sarıeroğlu, "Eskiden 'kadının adı yok' denilirdi. Maşallah artık hem kadınların adı, hem kendileri var. Kadınların aktif olduğu ülkeler ancak kalkınmada, büyümede hızlı yol alabilirler." dedi.

"Kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 33.9 seviyelerine geldi"
Kasım ayı istatistiklerinde işsizlik oranlarında düşüş olduğunu, en büyük düşüşün de kadın istihdamında görüldüğünü dile getiren Sarıeroğlu, 1 milyon 448 binlik istihdamın yarısının kadın istihdamında gerçekleştiğini söyledi.

Sarıeroğlu, "Şu anda kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 33.9 seviyelerine gelmiş durumda. Hedefimiz 2023 yılında kadınların iş gücüne katılma oranını yüzde 41'ler seviyesinde gerçekleştirmek." diye konuştu.

Kadına yönelik şiddete "sıfır tolerans" ilkesiyle yaklaşıldığına işaret eden Sarıeroğu, bu konuda da çok önemli yasal düzenlemeler gerçekleştirildiğini bildirdi.

Sarıeroğlu, kadına yönelik şiddetle mücadelede zihinsel dönüşüme ihtiyaç bulunduğuna işaret ederek, bu alanda faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütleriyle ulusal ve uluslararası arenadaki tüm kesimlerle bu çalışmaların gerçekleştirildiğini aktardı.

"Merhametin olmadığı yerde, zulüm olur"
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen de yaklaşık 5 milyon Suriyelinin Türkiye'de misafir edildiğini, bunun tüm dünyaya örnek olduğunu söyledi. Esen, "Bu, tek bir kelimeyle açıklanabilir. Merhamet. Buna karşılık çok zengin sayılan Batı ülkeleri, tek bir göçmeni dahi ülkelerine almamak için her türlü bahaneye başvurup engel çıkarıyorlar. Merhametin olmadığı yerde, zulüm olur." diye konuştu.

Batılı ülkeler kör ve sağır kalsalar bile Türkiye'nin bu zulümlere kayıtsız kalmayacağını belirten Esen, bütün dünyaya merhametin götürülmesi, mazlumların umudu olunması gerektiğini vurguladı.

"Devletin kadınlardan yana daha hassas davranması gerek"
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Habibe Öçal da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün anlam ve önemine değindi.

Kadınların, merhametin, şefkatin, sadakatin emsalleri olduğunu belirten Öçal, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini, bu süreçten en çok etkilenenin ise kadınlar olduğunu kaydetti.

Öçal, "Devlet iki unsurdan oluşur. Birisi kudret, diğeri şefkattir. Bizler, devletin kudretini milletinden aldığını, şefkatini de yine milletine göstermesi gerektiği inancındaki bir millet olarak, şefkat gösteriminde devletimizin kadınlardan yana daha bir hassas davranması gerektiğini vurgulamak isteriz." diye konuştu.

"Kadınlarımızın maruz kaldığı en büyük sorun şiddettir"
Büro Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Figen Karadağlı da kadının ihmal edildiği toplumların gelişme göstermesinin mümkün olmadığını, kadının hayatın her kademesinde yer alması, desteklenmesi ve korunması gerektiğini belirtti.

Karadağlı, "Kadınlarımızın maruz kaldığı en büyük sorun şiddettir. Kimi kadın darp edilmekte kimi kadınsa yakınları tarafından öldürülmektedir. Ülkemizde kadına karşı şiddetin tamamıyla ortadan kaldırılması, kadın cinayetlerinin önlenmesi, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması hukukun ve toplumsal vicdanın gereğidir." diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi