Cumhuriyetimiz; tam 94 yaşındadır!.. Milletimize, tüm alemi İslam'a kutlu ve mutlu olsun!.. Dileriz ki, nice nice 94 yıllar yaşar da, bu aziz millet, istiklalin tadını çıkarmış olur!..

Cumhuriyetin büyük nimet oluşunu, kadrini, kıymetini 94 yıl önceki ahvale bakarak idrak etmeli ve anlamalıyız!.. Çünkü; 94 yıl önce, millet  olarak perişan, bedbin, bedbaht bir millet olarak, tökezleyerek, kör topal yürüyor, yürürken de, her tarafımızdan kan, cerahat, mide bulandırıcı şartlar kendini gösteriyordu.

Tanzimat idaresi, padişahlık, bu günkü Fetö ayaklanması gibi, vatanın bağrında yer yer ayaklanmalar, dini bilmeden, dinci karakterler, zuhur etmiş oluyordu.  Örneğin;

31 Mart vak'ası, dini anlamadan, dini bilmeden yapılan " Şeriat isterük" hareketi idi!.. Bu kalitesiz, karaktersiz eylem kime, hangi padişaha karşı yapılmış idi?.. Tabii ki,  II.Abdülhamid Han'a karşı yapılmış, onun narin, tertemiz vücudunu ortadan kaldırmak içindi.

Bu hareketin içerisinde kimler yoktu ki!.. Kol ağası Niyazi bey, ne kadar padişah düşmanı kimse ve kesim var ise, yollara düşmüş, emel ve arzularında da başarılı olmuşlardı. 

Zaten, bu aziz millet 93 harbini yaşamış, ezilmiş, yok olma noktasına gelmiş bir millet idi!.. Rus emperyalist güçleri taa Yeşilköy'e kadar gelmiş ve mes'eleyi bir anltlaşma ile sonuçlandırmışlardı.

Akabinde ise; Ermeni tehcir hareketi, yer yer ayaklanma hadiseleri vuku buluyor, Çanakkale ölüm-kalım günleri "geliyorum " diyordu.  Derken:

Milli Mücadele yılları başlamış, Yunan sürüleri taa Ankara-Polatlı yakınlarına kadar sokulmuş, yakmış, yıkmış, taş taş üstünde koymamış, sanki Rus emperyal güçleri ile neredeyse karşı karşıya gelmiş durumda idiler.

Fransız kuvvetleri; Çukurova bölgesini, Maraş, Antep ve Urfa taraflarını işgal ederek, ezanları bile okutmaz, camileri bile açtırmaz hale gelmişlerdi. Annelerin, bacıların peçelerine mütecaviz eylemler yapılıyor, Sütçü İmamların, Rıdvan hocaların bayraklaştığını görmüş oluyorduk!..

İşte, Cumhuriyet nimeti, değeri bu ahval ve şartlar muvacehesinde ilan ediliyor. bağımsız, uydu olmayan bir Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş oluyordu. Bu sebeple, Cumhuriyetin kurulmasında emeği geçen, Gazi Mustafa Kemal, Kazım Karabekir ve benzeri civanmertleri rahmetle anıyorum.

Bu noktadan hareketle; mes'eleyi ben; Hz. Ebu Bekir (ra)'ın seçilişine, Hz. Ömer'in, Hz. Ebu Bekir tarafından tensibine, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin seçimlerine götürmek istiyoruz. Asr-ı Saadetin 30 yılını alkışlıyor, dua ile , o dönemin bahtiyarlarını saygıyla anıyoruz.  Ama,

Hz. Ali (ra)'daan sonra, hortlayan, kabileciliğe dayalı, nesepçilik içeren, Muaviyecilik, Beni Ümeyye arzeden çirkinlikleri, kralcılıkları, veliahdlığı, hanedanlığı da kınıyorum.. Onun içindir ki,

623 yıl  yaşamış cihan imparatorluğunu kutsallaştırmadan konuşmak lazımdır. Fatih Mehmet, Yavuz Selim gibi bahadırları selamlarken, Lale devrinden sonra ki dönemleri de takbih ediyorum.. Soruyorum: 623 yıl içerisinde, hangi veliahd, şehzade, padişah çocuğu rahat bir ölüm görmüştür? Hiç biri!.. Kafes, zindan, göz altı, gözetim altında devam eden bir ömür!..

Ve Viyana önünden, arkaya bakmadan kaçışlar!.. Bu gün, imparatorluğun enkazı üzerinde kurulmuş onlarca devletçik!.. Tabii ki, Cumhuriyet döneminde de, inkıtalar olmuş, ezan susmuş, Kur'an köşe bucak saklanır duruma gelmişti.  Ama lakin;

Bu gün  yaşıyoruz ki, ülkemiz; Cumhuriyetin nimetlerinden doya doya müstefid olmaktadır!.. Söz hakkı, basın, yayın, seçme, seçilme güzellikleri ve kadınların özgür oluşları!..

21 nci çağda, yep yeni bir neslin vücuda gelmesi, yükselen minareler, sayısız Üniversiteler, okullar ve Akif'in  adım adım izini takip eden bir gençlik, mezhepçiliğin, mistisizmin, Fetö'culuğun ve diğer iğreti yapılanmaların üstüne üstüne gidilmesi, Cumhuriyet'in nimetlerindendir ..

İsteyen meb'us olabilmekte, askerimiz kışlasında, lüzumunda hudut boylarında, vatanımızı kollayıp gözetmektedir. Ülkemizde, serapa yolların yapılması, barajların, hidroelektrik ve Termik santrallerinin harıl harıl millete hizmet etmesi ne demektir?..

Sanırım, tüm bunlar ve daha niceleri Cumhuriyet'in bir meyvesi, insanımıza sunulan sayısız hizmetlerdir.

Okuma düzeyleri de gittikçe yükselmekte, yaşlı, genç, kadın-kız-kızan tamamı mektepli olmuş, Cumhuriyet nesilleri olarak kendilerini aydınlık nesil olarak göstermektedirler!..

Netice olarak;

Türkiye Cumhuriyeti, inşallah!.. Nice 94 yıllara selam verir, insanımız da Cumhuriyet'in sunmuş olduğu özgürlükleri doya doya yaşamış olurlar.

Bilhassa, Cumhuriyet nizamı ile, darbeler, darbecilik bitmiş, sona gelmiş, asker kışlasında, polis karakolunda, general askerinin başında vatan nöbetlerini tutmaktadırlar!..

Dünkü, 31 Mart, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 22 Şubat, 21 Mayıs ve 28 Şubat dengesizlikleri artık tarihe mal olmuş, kötü bir anı, gereksiz bir kalkışma olarak tarihinde tozlu sayfasına kaldırılmıştır.

Ümid ederiz ki; yeni neslimiz; Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkar, bu güzel, atılım çağında, neslimiz imanla , Kur'an'la Cumhuriyetin sentezini yapar, her Müslüman aziz kitabını anlayarak, bilincine erişerek okumuş olur.

 Kışlamız minaremiz, mabedimiz, mektebimiz bir bütünlük içerisinde, bu toplumun emrine amade olarak hizmet edecektir.. Son söz olarak; Cumhuriyet'in 94 ncü yılını bir kere daha kutlar, şehidlerimizi rahmetle anar, gazilerimize uzun ömürler diler, aziz milletimizin Cumhuriyet bayramını kutlarım.. Selam ve dua ile..