İmam Gazzali orucun üç derecesinden bahsederken, bedende iştah ve şehvetin tatmin yeri ve aracı olan iki azayı yani mide ve cinsel organı, iştah şehvet duyduğu şeylerden mahrum etmekten ibaret olan orucu, "sıradan insanların orucu"(avam orucu) olarak; buna ilaveten gözü, kulağı ve diğer azaları günahtan korumayı "özel kişilerin orucu"(havas orucu) olarak ve tüm bunlara riayet ettikten başka, kalbini düşük emellerden, dünya düşüncelerinden kısaca masivadan arıtarak bütün varlığıyla Allah'a bağlanmayı ise "daha özel kişilerin orucu"(ehassül-havas orucu) diye tanımlar. Orucun hangi derecesi alınırsa alınsın, ibadetin toplumsal ilişkilere, toplumsal hayata, kısaca "iyi geçime" yönelik olumlu sonuçları görülecektir.(İlmihal,C.I,s.380)
           Hangi derecede orucu tutarsa tutsun her Müslümanın Ramazan ayında yapması gereken sorumlulukları vardır. Sadece Ramazan ayına mahsus ibadetlerden olan Sadaka-i Fıtır yani Fitre, şartları uygun olan Müslümanlar tarafından yerine getirilmelidir.
Fıtır sadakası şöyle tarif edilebilir; "Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları mali bir ibadettir."(İlmihal C.I,s.502)
             Diğer üç mezhebin farz olarak kabul edip Hanefi mezhebinin Vacip kabul ettiği bu ibadet, Müslümanlar arasındaki dayanışmayı da artırmaktadır. Fakir ve muhtaç olan din kardeşimizin ihtiyaçları giderildiğinde, karşılıklı sevgi ve kardeşlik bağları güçlendirilmiş olmaktadır.
       Fitre; canlı olan her bir Müslüman için yerine getirilmesi gereken bir sorumluluktur. Maddi durumu yerinde olmayan kişiler için ise sorumluluk düşmüş olmaktadır. Buluğ çağından küçük çocuklar ve yatalak hastalar için veli veya vasileri bu sorumluluğu yerine getirmek zorundadırlar.
         Ramazan ayı içinde fitreler mutlaka verilmeli, bayramdan önce fakirlerin ihtiyaçları giderilmeye çalışılmalıdır. Bayramın I. gününden sonraya bırakılması caiz değildir. Ancak zamanında ödenmemiş olmasından dolayı Fitre sorumluluğu sona ermez, kaza ederek ödemek lazım gelir.
          Fitre para veya mal olarak ta verilebilir. Önemli olan fakirin ihtiyacını gidermektir. Bu yıl bir fitre miktarı Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından en düşük 23 tl olarak belirlenmiştir. Bu alt sınırdır. Üst sınırında kişiyi bağlayıcı bir durum yoktur, istediği kadar yüksek verebilir.
          Fitre; zekât vermenin caiz olduğu kimselere verilir. Zekât verilemeyene fitrede verilmez. Kişi eşi, anne-babası, dede ve ninesi, çocukları veya torunlarına ve bakmakla yükümlü olduğu kimselere fitre veremez. Bunların dışındakilere verebilir.
          Fitreyi verirken en yakın ve muhtaç insandan başlamak gerekir. Yakınları muhtaç iken, uzaktaki fakirlere yardım etmek doğru bulunmamıştır.
          Bir de bu hayrı yaparken insanların onurlarını incitmemeye dikkat etmek gerekir. İbadet yapayım derken, günaha girmemelidir. Bu gibi mali ibadetler, mümkün olduğu kadar gizli yapılmalıdır. Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek şekilde yapılırsa Allah'ta razı olur kul da.

Editör: Haber Merkezi