Afşin İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından, 1-7 Mart Yeşilay Haftası dolayısıyla Afşin Eshab-ı Kehf Anadolu Lisesi öğrencilere yönelik bilgilendirme eğitimi düzenledi.

Afşin Devlet Hastanesi Psikolog Doktor Ali Deniz, öğrencilere madde bağımlılığı nedir, bağımlılık yapan maddeler, madde bağımlısı kime denir, madde bağımlılığına götüren nedenler, madde kullanan kişiyi tedaviye yönlendirme, madde bağımlısı kişi tedavi için nasıl ikna edilmeli, kişinin madde kullandığını nasıl anlarız gibi konuları ele aldı.

Madde bağımlılığının yoksunluğunda insanın hayatına istediği gibi devam edebilmesini engelleyen durumlara yol açtığını belirten Deniz, madde bağımlısı olan birinin ömrünün sonuna kadar bağımlısı olduğu madde ile mücadele halinde kalacağını söyledi.

Deniz, “Kişi kullandığı maddenin miktarını sürekli ve düzenli olarak artırıyorsa ve aldığı maddeyi her geçen gün daha da hızlı tüketiyorsa, madde bağımlılığı süreci başlamıştır. Kişi maddeyi kullanırken dahi bir sonraki seferi düşünüp ve nasıl temin edeceğini planlıyorsa bağımlılık seviyesi tehlikeli düzeye gelmiş demektir. Bağımlı olan insanların tedavisini zorlaştıran ilk ve en zorlayıcı etken, kişinin bağımlı olduğunu kabullenmek istemeyişidir. Kendisine zarar veren bu maddeyi kullanarak mutlu olamayacağını bildiği halde, ısrarla mutsuzluğuna neden olan maddeyi kullanmaya devam eder. Madde bağımlılığından kurtulmak için kişinin karşısında duran engellerden bir diğeri yoksunluktur. Yoksunluk, kişinin kullandığı madde miktarını ve sıklığını azalttığında oluşan, hayatını devam ettiremeyecek kadar şiddetli bir biçimde yaşadığı fiziksel ve ruhsal bozukluklardır. Bağımlı olduğu maddeyi bırakan kişilerde, şiddetli bunalım, intihara meyil ve saldırganlık gibi pek çok davranış biçimi gözlemlenmektedir. Bu nedenle kişinin maddeyi bırakmaya karar vermesi kadar, onun bu durumunu anlayacak kişilere ihtiyacı vardır. “dedi.

Madde bağımlılığı tedavisinde amacın rahatsızlık hissini azaltmak olduğuna değinen Afşin Devlet Hastanesi Psikolog Doktor Ali Deniz, kullanılan maddenin, oluşacak yan etkilerinden kaçınmak ve sonraki tedavi aşamalarına hastayı hazırlamak olduğunu kaydetti.

 Psikolog Deniz, “Madde bağımlılığı tedavisi bağımlının kullandığı maddelere, kullanım süresine, kullanım şekline, kişinin kişilik yapısına ve oluşabilecek psikomedikal durumlara göre değişiklik gösterir. Madde bağımlıların tedavisi kısa ve uzun vadeli olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. Birinci aşama yani ilk tedavi entoksikasyonla ve madde eksikliğinin verdiği krizleri, yan etkileri ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır. Yani arındırma tedavileri kullanılır. Tabi ki kullanılan her maddenin özelliğine göre tedavi şeklinde değişiklikler olabilir. İlk aşamada yapılması gereken tedavide; hastanın maddenin etkilerinden ve yoksunluk tablosunun getirdiği etkilerden kurtulmasını sağlamak ve her maddeye göre değişebilen belirtileri denetim altına alma esasına dayanır. Madde kullanımına bağlı zehirlenmeler sırasında maddenin tipine göre değişmekle birlikte, dolaşım, sindirim, solunum ve merkezi sinir sistemlerine yönelik ölümcül sorunlar çıkabilir. Bu gibi durumlarda sebebe yönelik tedavi tercih edilmelidir. Bazı durumlarda gerekirse hasta yoğun bakım şartlarında tedaviye alınır. Solunum ve dolaşım yeterli şekilde desteklenmeli. Vücut ısısı, kalp ve dolaşım sitemi bozuklukları, su ve elektrolit dengesi, epileptik nöbetler, kendisine ve çevresine zarar verici davranış bozuklukları kontrol altında tutulmalıdır. Rutin kan ve idrar analizleri yanı sıra genel biyokimyasal analizler (karaciğer enzimleri, açlık kan şekeri, kreatinin, elektrolitler), akciğer grafisi, elekromiyografi, tüberküloz, hepatit, HİV testleri yapılmalıdır. İlk basamak tedavisinden sonra, hastanın uzun süreli tedavisine geçilir. İkinci aşamada ilaç tedavisiyle birlikte hastanın gelecekteki yaşamını planlama, yeniden yapılandırmaya, başa çıkma yöntemlerini geliştirmeye yönelik psiko sosyal tedavi yöntemleri uygulanır. Bağımlının tedavisi ne kadar erken yaşta başlatılır ve içine girdiği alt kültürden ne kadar hızla kopartılırsa ve yeni sosyal çevresinde bir kimlik kazanması ne kadar erken sağlanırsa iyileşme süreci o kadar kolaylaşır. Günümüzde tedavileri üzerinde en çok yoğunlaşılan ve özel tedavi yöntemleri araştırılan madde opiyat türevleridir. Opiyat türevi olan eroin, dünyada çok büyük bir yasa dışı ticarete konu olmaktadır. Bu yasa dışı eroin ticareti polisiye yöntemlerle tamamı ile önlenmesi mümkün değildir. Tüm opiyatlar sunluk sendromlarına yol açarlar. Ancak yoksunluğun ortaya çıkma zamanı, şiddeti ve süresi, bağımlılığın geliştiği opiyat agonistine göre değişkenlik göstermektedir. Yoksunluk bulguları eroin gibi kısa etkili opiyatlarda 3-5 saatte başlar, 72 saatte en üst seviyeye çıkar, 7-10 gün gibi bir süre içinde de azalır. Metadon gibi uzun etkili olan ilaçlarda ise yoksunluk 5-7 günlerde en üst seviyeye çıkar. 20-30 günde azalır. ”ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi