Önceki yazının devamı

Neden benzer zeka ve yeteneklere sahip insanların bazıları başarılı olurken çoğunluğu olamıyor?

Bir önceki yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Toplumu genel olarak üç sınıfa ayırmış ve ilk sınıf hakkında şunları belirtmiştik: ‘’1- Zengin, varlıklı, eğitimli ve azınlığı oluşturan üst sınıf ki, eğitim olanaklarından en iyi şekilde bu gurup ve onların çocukları yararlanmaktadır. Bu azınlık grup aynı zamanda kendi paraları ile özel okullar, yabancı dil kursları ve özel dil eğitimi, kreşler, yurt dışı eğitim ortamları, paralı öğretmenler ve zengin öğrenme materyalleri sağlayarak çocuklarının beceri ve zeka yönünü geliştirici çeşitli sosyal aktiviteler ve etkinlikler temin etmektedir. Bu sınıfın çocukları, okul hayatı öncesinde ise sorumlu, disiplinli, tutarlı ve çok yönlü eğitici ve geliştirici aile ve yüksek kültür düzeyine sahip sosyal çevre ortamlarının varlığı ile çok ciddi oranda eğitim ve okul hayatına duygusal, bilişsel ve sosyal yönden hazırlanmaktadır. Dolayısı ile bu zengin ve şanslı azınlığın çocukları, diğer çocuklardan çok önde okula başlamaktadır. Sonuç olarak diğer grupların çocukları ile benzer zeka ve yeteneklere sahip olmalarına rağmen, en iyi eğitimi onların çocukları aldıkları için, en iyi iş ve meslek olanaklarına onlar ve onların çocukları sahip olmaktadırlar. Peki ya diğerleri…?’’ Bu sınıf ve onların çocukları kadar şanslı olmasa da, gözle görülür derecede, hatta yer yer çok ciddi  başarılar elde eden ve bir yerlere gelen ikinci gurup hakkındaki açıklamalarımız şöyle:

                2- Memur veya bunlara eş düzeyde en azından lise veya üniversite bitirmiş, toplumun orta kısmını temsil edilen orta sınıf. Bu sınıfın kendi içinde yer yer büyük farklılıklar olsa da, bu guruptan genel olarak orta sınıf diye ifade etmek daha anlaşılır olabilir. Bu gurup devlet kademesi veya özel sektörde çalışmakta, çalışma ve emeğinin karşılığı olarak aylık, maaş vb. türden ücret almaktadır. Söz konusu gurup almış olduğu lise, üniversite veya daha yüksek kademe eğitimi sayesinde çocuğun ruhu, psikolojisi ve eğitimi sürecinde ona yardım etme konusunda orta veya üst düzey bilgi ve beceri sahibi gibi görünüyor. Bu gurup içinde lise mezunu olan memurlar ve bazı istisnalar, belki insan ve çocuk psikolojisi ile çocuk eğitimi, aile içi ilişkiler konusunda biraz daha az eğitimli olabilirler ama, içinde bulundukları sosyal konum itibari ile, belli standartları ve kuralları ve sonunda da belirli bir ücreti olan iş ve mesleklerde çalıştıkları için hem iş, hem de aile yaşamlarında dikkatli, kanaatkar, tutumlu, hesaplı kimseler olma konusunda kendilerini ve iradelerini eğitmişlerdir ve aile yaşamları da bu doğrultuda bir düzen içinde devam etmektedir. Dolayısı ile genel olarak bu orta sınıfı oluşturan kimseler, çocuklarını ne yapıp edip kendilerinden daha yüksek veya en azından kendilerine eş bir sosyal konuma, maddi olanaklara ve yaşanılabilir bir hayata ulaştırmak için onların eğitimleri ile hem okul öncesinde hem de eğitim ve okul sürecinin sonuna kadar yakından ilgilenmekte ve çocuklarının eğitimine daha çok kaynak ayırmaktadırlar.

Sonuç olarak bu orta sınıf hakkında, almış olduğu eğitimin kendilerine sağladığı ortalamaya yakın bilgi, beceri ve bu sınıftaki bazı üst konumda olan kimseler için olanak sunduğu hatırı sayılır kazanç  ve nispeten daha yüksek bir sosyal çevre sayesinde hayatlarını daha yaşanılır bir hale getirmek için bir hayli gayret ediyor denebilir. Veya en azından çocukları kendilerinden rahat etsin, daha konforlu, yaşanılır ve erişilebilir yaşam olanaklarına kavuşsunlar, hatta mümkünse az sayıda olan üst sınıfın içinde bulunduğu sosyal konuma yükselsinler diye çocuklarının eğitimi ve eğitim sürecini yakından takip etmektedirler. Çocuklarına daha sorumlu davranmakta, onları küçük yaşlardan itibaren daha disiplinli ve iradeli olarak eğitmenin çaba ve gayretini vermektedirler. Daha iyi imkanı olan bu sınıfın daha aydın bazı üyeleri çocuklarına özel eğitim aldırmakta, daha fazla eğitici ve öğretici oyuncaklar, kitaplar, sosyal yaşam olanakları- çeşitli kurslar, sinemalar, tiyatrolar, tatil vb.-  ile  onları küçükten itibaren iyi bir şekilde yetiştirmeye özen göstermektedirler. Özel bir çaba ve gayret olmasa da, bu orta sınıfın insanları belirgin olarak daha sorumlu, disiplinli ve tutarlı davrandıkları için çocukları da küçüklükten itibaren benzer özellikleri benimseyerek yetişmektedirler. Dolayısı ile bu gurubun çocukları okula başladıklarında esasında sosyallik, disiplin, sorumluluk ve tutarlı davranışlar kazandırma sürecinden başka bir şey olmayan eğitime ve bu sürece hiç yabancılık çekmemekte ve okulda zorlanmamaktadırlar. Ailede kazanılan değer, bilgi ve beceriler ile kendileri ile aynı fırsat ve imkanlara sahip olamayan ve birazdan bahsedeceğimiz üçüncü gurubun çocuklarından eğitim yarışına çok önde başlamaktadırlar. Sonuçta, bu gurubun çocukları kendileri ile benzer zeka ve yeteneklere sahip olan diğer alt gurubun çocuklarının çok büyük bir kısmından içinde bulundukları sosyal sınıfın sağladığı avantajlar sayesinde daha başarılı olmaktadırlar. Aynı zamanda bu sınıfın insanları,-özellikle bazı aileler üst zengin sınıfla yarışacak derecede- üst zengin sınıf kadar olmasa da devletin eğitim fırsat ve imkanlarından en iyi şekilde faydalanmaktadır da denebilir. Peki ya diğer sınıf…?( Devamı sonraki yazıda.)

Editör: Haber Merkezi