Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Eğer Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosunun bu tavsiye kararına uyar, bizi rencide edecek bir yola girerse Türkiye, Maastricht kriterlerinin adını İstanbul kriterleri, Kopenhag kriterlerinin adını da Ankara kriterleri olarak değiştirir ve yoluna devam eder." dedi.

Kaynak, Kredi Yurtlar Kurumu İl Müdürlüğüne bağlı yurtlarda barınan öğrencilerin hazırladığı ebru, hat, sim sırma, takı tasarım ve giysi gibi ürünlerinden oluşan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki sergi açılışına katıldı.

Sergiyi gezerek yetkililerden bilgi alan Kaynak, emeği geçenleri kutladı.

Kaynak, sergi çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM) Türkiye kararına ilişkin, Türkiye'nin, seçimleri hiç tartışılmayan Avrupa'nın birçok ülkesinden önce seçimlerini hakim güvencesine almış bir ülke olduğunu söyledi.

AKPM'nin kararının Türkiye'yi, bu milletin istikrarı ve geleceği için çizilen bu yoldan asla döndüremeyeceğini dile getiren Kaynak, Türkiye'nin rotasını milletin tayin ettiğini vurguladı.

AB'nin sınırlarının Türkiye'den başladığını ifade eden Kaynak, "Avrupa'nın güvenliği, Türkiye'nin sınırlarından başlar. Avrupa'nın bunu idrak etmesi lazım. Avrupa'nın güvenliği, Türkiye'den başlar. Biz, DEAŞ terörüne ve diğer terör örgütlerine karşı bu etkin mücadeleyi yapmasaydık biliyoruz ki, bu teröristlerin bir çoğunun gideceği yer yine batı ülkeleridir. Biz, Avrupa için tehdit teşkil eden birçok şeyi, belkide burada önlemiş oluyoruz. DEAŞ'a karşı mücadelede, 3 binden fazla DEAŞ terör örgütü üyesi terörist, Suriye'de Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında bertaraf edilmiştir. Burada 67 askerimiz şehit oldu. Özgür Suriye Ordusu mensuplarından 300'den fazla şehit var. Ama terör örgütü de bu sahadan tamamen çekilmek zorunda kaldı. Büyük zayiatlar verdi." diye konuştu.

"Eğer Türkiye'nin, bizim insanımızın güvenliği için, terörle mücadele için idam cezası gerekiyorsa bunu Türkiye tartışır." diyen Kaynak, şöyle devam etti:

"Bizim için başkası ne der, öteki ne der, beriki ne der, önemli değil. Bizim için, bizim insanımız ne der, önemli olan budur. Avrupa Birliği'nin Maastricht ve Kopenhag kriterleri var. Şu anda Türkiye, Maastricht kriterleri bakımından Avrupa Birliği ülkelerinin en azından 3'te 2'sinden daha iyi. Sonradan Avrupa Birliği'ne üye olarak kabul edilen ülkelerin tamamından iyi. Kopenhag kriterleri bakımından da iyiyiz. Eğer Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosunun bu tavsiye kararına uyar, bizi rencide edecek bir yola girerse Türkiye, Maastricht kriterlerinin adını İstanbul kriterleri, Kopenhag kriterlerinin adını da Ankara kriterleri olarak değiştirir ve yoluna devam eder. Önemli olan ülkemizin kalkınması, insanımızın huzurudur ve güvenidir."

Avrupa Birliği ülkelerini çifte standarttan vazgeçmeye davet eden Kaynak, Fransa'da olağanüstü hal düzeni içinde bir seçim yapılırken ses çıkarmayanların, Türkiye'nin kendi hükümet ve yönetim sistemini demokratik bir yöntemle ve araçlarla, halkına soran bir referandumla değiştirmesine ses çıkarmaması gerektiğinin altını çizdi.

- "AB'nin bize yönelik çifte standardı kabul edilemez"

Avrupa Birliği'nin kendi geleceğinin kaygısına düştüğünü vurgulayan Kaynak, şu değerlendirmede bulundu:

"Avrupa Birliği, bir yandan İngiltere'nin Brexit ile birlikten ayrılma iradesini ortaya koyarken, AB'nin büyük birçok ülkesi, artık Avrupa Birliği'ni taşıyamamanın tartışmasını yaparken, Macaristan gibi bir kısım sonradan alınan ülkeler birlik kararlarını tartışırken, Avrupa Birliği'nin bize yönelik çifte standardı gerçekten kabul edilemez. Biz milletimiz için, kendi insanımız için ne demokratik değerlerden vazgeçeceğiz, ne ekonomik kalkınma ve refahın peşinde koşmaktan vazgeçeceğiz. Asla, ülkemizin terör örgütlerinin serbestçe dolaştığı ve masum insanların kanına girdiği bir yer olmasına müsade etmeyeceğiz. Türkiye terörle mücadelesini etkin bir şekilde yapar."

Terörle mücadele için Türkiye'ye laf söyleyenlerin bir sivil kayıp dahi verilmeyen Fırat Kalkanı Harekatı'na bakması gerektiğini belirten Kaynak, Güneydoğu'da çukurlarla, mayınlı tuzaklarla insanlara hayatı zehir eden bölgelerde çok uzun bir terörle mücadele süreci yaşandığını ve bir tane sivil kayıp iddiasında bulunanın olmadığını dile getirdi.

Veysi Kaynak, şöyle devam etti:

"Bugün Türkiye'nin terörle mücadelesini tartışanlar, hemen yanı başımızdaki Esad terörünü, onun kimyasal silahla ya da konvansiyonel silahla masum canların üzerine attığı bombaları tartışmalı. Avrupa, Suriye'den çok mu uzaktır. Suriye'den Avrupa'ya doğru giderken denizde can vermek zorunda kalan masum insanları tartışsınlar. Azez'de, pazar yerine atılan bombayla can veren kadınları, hastanede bombalanan hastaları, okulda bombalanan çocukları tartışsınlar. Avrupa, eğer uygar dünyanın temsilcisiyse yapması gereken budur."

- "Demokrasi, insan hakları asla vazgeçemeyeceğimiz değerler"

Türkiye'nin demokratikleşmesi için en büyük adımları atan bir siyasi iktidar olduklarına dikkati çeken Başbakan Yardımcısı Kaynak, her türlü yasakla mücadele edip demokrasiden vazgeçmediklerinin altını çizerek, "Dün eşi başörtülü bir Cumhurbaşkanı adayı gösterdiğimiz için e-muhtıra verilen Türkiye'den, bugün kendisi başörtülü öğrencilere, hocalara, doktorlara, hatta subay seviyesinde askerlere sahip bir ülke haline geldik. Dolayısıyla biz, her türlü yasaklarla mücadele ederek, demokrasinin önünü açarak ve demokrasinin önündeki bütün vesayet organlarını birer birer devirerek bugünlere geldik. Demokrasi, insan hakları asla vazgeçemeyeceğimiz değerlerdir. İnsanımızın huzuru ve güvenliği, asla vazgeçmeyeceğimiz değerlerdir. Zaten devlet de bunun için vardır." ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi