Türkiye’de kişi başına düşen balık tüketiminin yılda sadece 7 kilo 100 gram olduğunu ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “İç sularımızda balık üretimimiz artırıyor, ihracatımız artıyor, ne yazık ki balık tüketimi konusunda bir kültürümüz oluşmadığı için tüketim yerinde sayıyor” dedi.
Kahramanmaraş’ın su potansiyeli bakımından Türkiye’de ilk sırada yer aldığını ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Kahramanmaraş  özellikle alabalık üretimi konusunda alabalık üretim merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Yılda 5 bin ton üretim yapan şehrimiz, yakın bir gelecekte potansiyelini en iyi şekilde değerlendirecektir. Şu anda Türkiye’nin alabalık üretiminin yaklaşık yüzde 10'u Kahramanmaraş'tan karşılanıyor. Özellikle Fırnız Çayı üzerinde kurulan irili ufaklı çok sayıda tesiste alabalık üretiliyor. Türkiye genelinde balık üretimi avcılığa göre toplam su ürünleri içerisindeki yeri yüzde 18’den yüzde 30’a çıkmıştır” şeklinde konuştu.
“BALIK ÜRETİMİ ARTIK BİLİMSEL USULLERDE YAPILIYOR”
Türkiye’de balık tüketim kültürün bir türlü oluşmadığını ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, 2002 yılında kişi başına yıllık balık tüketiminin 6 kilo 697 gram olduğunu, aradan geçen 10 yıla rağmen bu rakamın 7 kilo 100 grama çıktığı kaydetti. Balık tüketiminin yıllık Dünyada ortalama 16 kilogram, Avrupa Birliği'nde ise 22 kilogram olduğunu sözlerine ekleyen Pakdil, “Uzmanların ifade ettiğine göre olumlu etkilerin sağlanabilmesi için haftada en az 2 kez balık tüketilmesi gerekmektedir. Maalesef sofra kültürümüzde böyle bir alışkanlık bulunmuyor. Sofralarımızdaki balık, ithal edilen balıklar yerine yerli üretim olmalıdır. Kahramanmaraş’ta üretilen balıkların bir bölümü taze tüketim için yurt içine gönderilirken bir bölümü şehrimizdeki tesislerde işleniyor. Bu da Kahramanmaraş’a önemli bir artı değer kazandırmaktadır” diye konuştu. Pakdil konuşmasına şöyle devam etti:
“Balıkçılıkta kaynak yönetimi bilimsel verilere dayandırılması ve etkin bir biçimde üretim gerçekleştirilmesi halinde potansiyelimiz ikiye katlanacaktır. Ayrıca dondurmada olduğu gibi alabalık konusunda da bir markalaşmaya ihtiyacımız bulunmaktadır. Eğer marka haline gelirsek, yurt içinde olduğu gibi yurt dışındaki pazarlarda da yer alabiliriz. Ayrıca yurt içinde de balık tüketimini artırmaya yönelik kampanyalar düzenlenmelidir. Tüketiciler yeterli ve dengeli beslenme hakkında bilinçlendirilirse, hayvansal ürünlerin ve su ürünlerinin tüketimi de yaygınlaşacaktır.
“SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ İSTİHDAMA KATKI SAĞLAYACAKTIR”
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli sorunun işsizlik olduğunu, işsizliğin azaltılması için ciddi çalışmalar yapıldığını belirten Nevzat Pakdil, “İç sularda balık üretimimiz 2002 yılında 34 bin 297 ton iken 2012 yılında 111 bin 557 ton olarak gerçekleşti. Su ürünleri ihracatından elde edilen gelirimiz 2002 yılında 97 milyon dolar civarında iken 2012 yılında dört kat artarak 414 milyon dolar oldu. Su ürünleri pazarının artırılması, balık tüketiminin yaygınlaştırılması yeni istihdam alanları açacaktır” diyerek açıklamasını tamamladı.
 
Editör: Haber Merkezi