Kahramanmaraş Devlet Tiyatroları, yeni sezonu şair Necip Fazıl Kısakürek’in “para” adlı oyunuyla açıyor.
Kahramanmaraş DT, 23 Ekim’de perdelerini tiyatro severlere açıyor. 2010 yılından bu yana onbinlerce seyirci toplayan Kahramanmaraş DT’nin bu sezon ki ilk oyununda Necip Fazıl Kısakürek’in “Para” oyunu sahnelenecek. Günümüzün maddeci anlayışının çeşitli yönleri ile ele alındığı oyun 23-24 Ekim tarihlerinde seyirciyle buluşacak.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, Kahramanmaraş'ta tiyatronun artık sosyal ve kültürel yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini belirterek, bu sezonda da seyirciden yoğun ilgi beklediklerini ifade etti.
Kahramanmaraş DT’de ilerleyen haftalarda sahnelenecek diğer oyunlar ise şöyle:
Kırkından Sonra: “Oyunumuzda iki kuşak var. İdeallerini, hayallerini çok çalışmak, para kazanmak üzerine kuran bir genç kuşak ve solmuş çiçeklerin kendine özgü kokuları olduğunu geç de olsa fark etmiş olan diğer kuşak. Yaşamımız anlamını yitirmeye başlayınca gerçekten ölmeye başlarız ve bunun kaç yaşında olduğumuzla alakası yoktur…"
Aşk Hastası: “Kendisi de bir oyuncu olan adamın oyuncu olan kız arkadaşı intihar eder.
“Kalbin yeri nerededir?” Kız, provalarına devam ettiği oyundan alıntıladığı bu sorunun ardından tam da kalbine ateş ederek intihar etmiştir. Kim bilir bir türlü anlam veremediği intihardaki sır, bu oyunda gizlidir. Oyuncu tek başına kalarak daha önce hiç oynamak istemediği bu oyunu tıpkı bir rejisör gibi kendi zihninde sahnelemeye girişmiştir.”
Ayakta Durmak İstiyorum: "Var olmayan fakat aslında her zaman ve her yerde var olabilen bir ülke: Mitinya. Mevcut dünya haritasında sınırları olmasa da, “yalnız ve güzel ülkem” diye gösterebileceğiniz herhangi bir yer. Macarlar için Macaristan, başkaları için başka bir ülke… Kısacası, anavatanınız neresiyse, vatanım dediğiniz yer neresiyse orası. Peki günün birinde dünya yuvarlağında vatanım diye işaret ettiğiniz yerin sınırları birden siliniverse, farz edelim Mitinya da Agonya oluverse? İşte; oyunumuzun kahramanları öyle bir durumda ki, ülkem dedikleri yer artık neredeyse başkalarının ülkesi. Mitinya sokaklarında Agonya askerleri… Kim, hangi vatansever kendi topraklarının zaptedildiğini, vatanının işgal edildiğini görmek ister ki? Öyle bir durumda insanın yine eski hayatını sürdürmesi mümkün olabilir mi? Ne yapar, mutluluğu ve özgürlüğü nerede bulur insan? Bireysel özgürlüklerden ve mutluluklardan bahsedebilir mi? Kendinden öte başkalarını, bireyden öte toplumu, evinden öte ülkesini düşünmez mi? Aşk bile yerini sevgiye, vatan sevgisine bırakmaz mı? Ülkesinin geleceğini korumak adına bugününü, kendini feda etmez mi insan? Yoksa kendi yıkımını dahi göze almadan nasıl yeniden ayağa kaldırabilir yıkılan bir toplumu? Ayakta durmak, yalnız kendimiz ve kendi görüşümüz için değil, başkalarıyla el ele, ortak bir duygu ve bilinçle, ülkemiz için, dünya için ayakta durmak…”
Editör: Haber Merkezi