MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin temel ilkesi, çocuğun yüksek yararıdır; her zaman çocuğun yüksek yararının göz önüne alınması ve buna önem, değer verilmesini ifade etmektedir." dedi.

Aycan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 20 Kasım 1989'da kabul edilen "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"nin ardından her yıl 20 Kasım tarihinin, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlandığını söyledi.

Türkiye'nin de sözleşmeyi 14 Eylül 1990 yılında imzaladığını ve daha sonra 27 Ocak 1995 tarihinde sözleşmenin TBMM'de kabul edildiğini belirten Aycan, "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin temel ilkesi, çocuğun yüksek yararıdır; her zaman çocuğun yüksek yararının göz önüne alınması ve buna önem, değer verilmesini ifade etmektedir." dedi.

"Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"nin temel ilkelerini anlatan Aycan, Türkiye'de de çocuklarla ilgili birçok gelişmenin ve çalışmanın olduğunu söyledi.

"Genel olarak devlet, çocukların haklarıyla ilgili birçok faaliyet yürütmüştür fakat tabii ki her konuda istenilen düzeyde değiliz. Bugün bazı konularda eksiklerimiz var." diyen Aycan, çocuklara ilişkin yaşanan sorunları anlattı.

Aycan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuğun en önemli konularından birisi eğitime ihtiyaçtır. İlkokulun mutlaka ücretsiz ve tüm çocuklara olması hükmedilmiştir ama Türkiye'de ilkokula gitme, okullaşma oranımız yüzde 91'dir. Yani yüzde 9'luk bir dilim okula gitme sorunu yaşamaktadır. Okul öncesi eğitimde daha büyük sorun yaşıyoruz. Üç yaş altında eğitime alınan çocuk sayısı yüzde 9, dört yaşında eğitime alınan çocuk sayısı ise yüzde 30'lardır. Türkiye'de okula başladıktan sonra devamsızlık ve bir üst kademeye geçişte sorunlar yaşıyoruz. Ortaokul ve liseye devamda sorunlar yaşıyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var ama eğer ekonomik sebeplerse yani aileler geçim sıkıntısından dolayı çocuklarını okutamıyorsa bu durum dikkate alınarak bunlara yönelik yapılan şartlı eğitim yardımının arttırılarak sürdürülmesini planlamamız lazım.

Çocuk yaşta evlilik sorunu var. Maalesef ülkemizde hala 16-17 yaşında kız çocuklarına nikahla veya nikahsız evlilikler yaptırılmaktadır. Bazen kendi istekleri de bahane edilebiliyor. 18 yaşın altına kız çocuğunun çocuk olarak değerlendirilmesi, evlendirilmemesi, evlenmemesi lazım. Özellikle de annelik deneyimi içerisinde olmaması gerekiyor. TÜİK verilerine göre, yüzde 3,8 16-17 yaş grubu evlilikler olduğu görülmektedir."

Türkiye'de yaşanan hava kirliliğine de dikkati çeken Aycan, bu tür kirliliğin doğal nedenlerden de olabildiğini ancak daha çok insan kaynaklı yaşandığını söyledi.

Özellikle sanayi kuuluşları, termik santraller ve konutlardan kullanılan yakıtlar sonucu hava kirliliğinin yaşandığını dile getiren Aycan, "Hava kirliliği maalesef ülkemizin temel sorunlarından birsidir. Ciddi bir şekilde hava kirliliği sorunu yaşıyoruz. Büyük illerimizde hava kirliliği sorunu yaşıyoruz ama şehrim Kahramanmaraş da hava kirliliğinin en yoğun olduğu illerden biridir." dedi. Aycan, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2018 yılı verilerine göre havası sağlık kriterlerine uygun olan tek ilin Ardahan olduğunu belirterek, "Onun dışında bütün illerimizde az çok hava kirliliği yaşıyoruz. Hava kirliliğinin en yoğun olduğu yer Kahramanmaraş Afşin ve Elbistan bölgesidir." diye konuştu.

Termik santrallerin havaya verdiği kirleticiler ile hava kirliliğine bağlı hastalıkları anlatan Aycan, "Türkiye'deki 15 termik santral, filtrelerini yapmadıkları ya da teknolojiye uygun filtreler yapmadıkları için havayı ciddi bir şekilde kirletmekte, toz ve gazla havanın kirliliğine sebep olmaktadır. Bunlar, baca gazı kükürt giderme tesisi, filtre sistemi, kül barajı gibi teknik donanımları olmadığı için hava kirliliğine sebep olmaktadır. Biz, termik santrallere karşı değiliz. Kendi kömürlerimizin kullanılmasını elbette istiyoruz ama teknolojik donanımları yerine getirerek, filtrelerini ve arıtma tesislerini yaparak çalışmalarını istiyoruz. Bunlar olmadan bir gün bile çalışmasına müsaade edilmemesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi