"Yüzde 94 Engeli Bulunan Afşinli Şeyda Melis Türkkahraman Üniversiteden Birincilikle Mezun Oldu"

Doğumu sırasında yaşadığı sorun nedeniyle serebral palsi hastası olarak dünyaya gelen, bu nedenle elleri ve ayaklarını tam olarak kullanamayan Afşinli Şeyda Melis Türkkahraman, üniversiteyi birincilikle bitirdi. Yazılım mühendisliğini 4 üzerinden 3.99 not ortalamasıyla mezun olan Türkkahraman, yaptıkları ve başardıklarıyla yalnızca engelli bireylere değil, herkese örnek olmak istediğini belirtti.

İzmir’deki Yaşar Üniversitesi, mezuniyet töreninde çok özel bir öğrencisini mezun etti. Yüzde 94 oranında engeli bulunan Afşin'e bağlı Erçene Mahallesi nüfusuna kayıtlı Şeyda Melis Türkkahraman, üniversiteyi birincilikle bitirdi.

Doktor baba ile öğretmen annenin üç çocuğundan biri olan Şeyda Melis Türkkahraman, 1995 yılında Kahramanmaraş'ta, doğum sırasında göbek kordonunun boynuna dolanması nedeniyle serebral palsi hastası olarak dünyaya geldi. El ve ayaklarını tam kullanamamasına sebep olan ve kısmen de olsa konuşmasını etkileyen hastalığıyla beraber yaşamayı öğrenen Şeyda Melis, tüm zorluklara karşın ailesinin büyük desteğiyle eğitim hayatını sürdürdü. Türkkahraman, tam burslu olarak okuduğu mühendislik fakültesi yazılım mühendisliği bölümünü de başarıyla tamamlayıp okul birincisi olarak mezun olmayı başardı.

Törende, sahneye kardeşi Nadide Selen ile çıkan Şeyda Melis Türkkahraman, diplomasını ve birincilik plaketini Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ve Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer’den alırken, törene katılanlar tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.

 ‘BİRİNCİ SINIFTAN ÜÇÜNCÜ SINIFA GEÇTİM’

Şeyda Melis Türkkahraman, yaşam öyküsünü şöyle anlattı:

"1995’de Kahramanmaraş’ta doğdum. Beni çok da kolay bir hayatın beklemediği doğumum sırasında belli olmuştu olmasına ama yaşama isteğim galip gelmişti nihayetinde. Yürümemi, ellerimi kullanmamı ve kısmen de olsa konuşmamı etkileyen hastalığımla beraber yaşamaya başladım. Farklı olduğumu, ancak okul çağına geldiğimde anladım. Okul çağına geldiğimde farklılığımın farkına varmamdan, kırılmamdan çekinen ailem, benim ‘Farklılığımla dalga geçseler de kırılmayacağım, üzülmeyeceğim’ demem üzerine titiz bir arayış sonucu buldukları bir ilkokula beni yazdırdı. Zaten okula başlamadan önce annem okuma yazmayı, babam da matematiği bana öğretmişti. Birinci sınıfa başladım ama kısa süre sonra sınıf atlayarak üçüncü sınıfa geçtim. Ödevlerimi yaparken söylediğim şeyleri annem ve babam kağıda geçirerek bana yardımcı oldu. Kimi zaman da yerde bacağımdan destek alarak ödevlerimi kendim yaptım.

Diliyorum ki kendi yolumda ilerlerken yolculuğuma tanık olan herkese, mesafe kat etmek için her zaman ayaklara gerek olmadığını ve dahası ayakları varken durmayıp koşmaları gerektiğini göstermek adına örnek olabilmişimdir.

BİLMEK TÜM ÖN YARGILARI YOK EDİYOR

O yıllarda farklılığımdan ziyade, insanların önyargılarının farkına varmak kırdı beni. Bilmenin, tüm önyargıları yok edebileceğini görmem ise çok uzun zaman almadı. Ta en başında edindiğim bu tecrübe, yolumu aydınlatan ışık oldu. Hastalığımdan zerre etkilenmemiş olan aklımı, bilmek yolunda hiçbir engel tanımadan kullanma çabamın, bugün dahi, karşılığını fazlasıyla aldığımı görmek ise her zaman bana güç veriyor. İlk ve ortaöğretimimi tamamladıktan sonra da ellerimden ziyade zihnimi kullanarak icra edebileceğim meslekleri araştırırken yazılım mühendisliğini keşfettim ve bu yönde tercihte bulundum.

Hayatım boyunca karşıma çıkan sorunları çözmekle uğraştım. Yaşadığınız zorluklar nedeniyle sürekli alternatif çözümler üretmek zorunda kalıyorsunuz. Mühendisliğin sorun çözme temeline dayanmasının yanı sıra sayısal derslere olan ilgimi göz önünde bulundurduğumda mühendislik seçerek doğru bir tercih yaptığımı düşünüyorum. Üniversite hayatım boyunca, arkadaşlarım, hocalarım ve herkes bana destek oldu. Aldığım eğitim sayesinde yaşamımın geri kalanında yalnızca kendi sorunlarımı değil, bir mühendis olarak başkalarının sorunlarını da çözmek istiyorum. Eğitimim ve tercihlerim konusunda ailem de benim kararlarıma her zaman saygı duydu, destek oldu ve asla beni hiçbir şey için zorlamadı. Benim eğitimim için Kahramanmaraş’tan İzmir’e geldi ve hep yanımda oldular. Bu sebeple onlara minnettarım.

YÜKSEK LİSANS YAPACAĞIM

Babam Sami Türkkahraman, kulak burun boğaz uzmanı, annem Soner Türkkahraman ise sınıf öğretmeni. Üniversite birinciliğimi; eğitimim için doğup büyüdüğü memleketini bırakıp burada yaşamayı kabul edecek kadar fedakar olan babama, nefes almaya başladığım ilk andan itibaren benimle nefes alan, bana sabrı ve koşulsuz sevmeyi öğreten anneme, elim, ayağım ve en yakın arkadaşım olan kardeşlerim Nadide ve Feyza’ya atfediyorum.

Yüksek lisansa Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde devam edeceğim. Veri madenciliği ve büyük veri alanında uzmanlaşmak istiyorum. Yüksek lisansımda bu alanlara yoğunlaşacağım. İlerde bu alanda araştırma geliştirme yapan bir araştırmacı olarak akademiye ve ülkeme hizmet istiyorum"

Editör: Haber Merkezi