“Mecbur olmadığınız halde okuduklarınız, kim olacağınızı belirler.”

                                                                                                      Oscar Wilde

Roman okumak bizi daha iyi bir insan yapar mı?

Edebi değeri olan romanların akıl sağlığımız için faydalı olduğu her zaman vurgulanır, örnek olarak Jane Eyre ya da Anna Karanina ile eşleştirilen deliller nakledilir.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde görevli ve aynı zamanda roman yazarı olan Prof. Keith Oatley, son zamanlarda ortaya konan beyin araştırmalarının, edebiyat ve psikoloji arasındaki etkileşim konusunda geniş bir perspektif açtığını belirterek, roman okumanın empati duygusunu geliştirdiğine dair sözkonusu verileri daha derinlemesine araştırmak istedi.

Araştırmayı gerçekleştirmek için, MRI çekimi esnasında katılımcılara bazı cümleleri (koyu mavi bir halı, turuncu çizgili kalem) hayallerinde canlandırmaları istendi. Beyindeki öğrenme ile ilgili bölüm olan hippocamusu harekete geçirmek için üç cümlenin yeterli olduğu izlendi, yazarların uzun ve yorucu senaryolar yazmalarına gerek yoktu.

Ayrıca, empatinin derecesini ölçmek için katılımcılara romanlardan uyarlanmış diziler ve gerçek olaylardan oluşan proğramlar izletildi. Sonra da, seçilen göz resimleri gösterilerek o insanların neler düşündükleri ve hissettikleri soruldu.

Sonuçlara göre roman okuyucularının cevapları diğerlerinden çok daha iyiydi ve puanları da yüksekti. Sayfalardaki karakterlerin iç dünyasını keşfettikçe, okuyucuların zihninde başkalarının duyguları, düşünceleri ve davranışları ile ilgili kalıplar oluşuyordu. Edebi romanların sunduğu kurgu dünyası, okuyucunun anlayış ve empatisini gelişiyordu.

Araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu ise, romanlar yoluyla insanların kendi etnik ve kültürel kimliğinden farklı olanları da anlayabilecek kadar empatilerinin gelişmesiydi. Örneğin, Shaila Abdullah tarafından yazılan “Saffron Dreams (Nevyork`ta yaşayan müslüman bir hanımın yaşadıkları)” isimli romanı okuyan kişilerde Arap kökenli insanlara karşı önyargının azaldığı görüldü.

Araştırmacılar, romanların iyileştirici etkileri ile ilgili sonraki araştırmaların, roman türleri arasındaki etkileme oranı ve okurdaki etkilenmenin ne kadar sürdüğü konusunda olacağını belirttiler.

Prof. Oatley sonuçları şöyle değerlendirdi: “İnsan olmanın en önemli özelliği sosyal bir hayat yaşamamızdır. İnsanları birbirinden ayıran ise, etrafımızdaki insanlarla doğal olarak gelişen sosyal anlaşmalardır. Roman bize sosyalleşme tecrübelerimizi anlamak ve geliştirmek için yardım eder. Kurgu nedir, roman nedir, kısa hikaye ya da oyun, film, dizi nedir? Zihinlerden birbirine geçiş yapan bir parça bilinç! İzlediğimiz veya okuduğumuz şeylerle o bir parça bilinci kendimize uyarlarız. Bize heyecan veren de budur”.

Romanları yeni şeyler öğrenmek için okumayız, hikayenin içimize ilham ettiği yeni duygu ve düşünceler için okuruz. Karakterlerin dünyasına girdikçe adeta zihnimiz nefes alır ve yeni renklere boyanarak canlanır. Okudukça, beynimizdeki nöronların hareketlenmesiyle  oluşan yeni bağlantılar, bize düşünebilmek için yeni yollar açar. Böylece dünya görüşümüz genişler.

Her kültürün temel taşları, edebi başyapıtları ile örülmüştür. Onlar sayesinde kendimizi hatırlarız ve kendimize yaklaşırız. “Pal Sokağı Çocukları” güzel bir eser ama Refik Halit Karay’ı da okumalıydı, “Yeraltında dünya var” derken bizim sokaklarımızı anlatmıştı.

Öte yandan, “büyük kurgu ustaları dünya gemisinin rotasını tarihçilerden, sosyal /siyasi bilimcilerden çok daha iyi kestirebiliyorlar” diyen Mustafa Özel’e nasıl hak vermeyelim. Dünyanın akışını etkileyen kitaplar listesinde George Orwell’in ünlü “1984” romanından Shakespeare’e kadar bir çok eser yer alıyor.

Kutsal rehberimiz başta olmak üzere, hadisler, sahabe hayatı ve klasik eserler okumalıyız ki, duruşumuz sabit olsun, ruhumuz donmasın ve sözlerimiz aydınlatsın. Atalarımız, “küpte ne varsa, dışına da o sızar” dememiş mi?

Ancak o zaman, ilk söz neden ”oku” dedi, belki tılsımını çözebiliriz.

19 Temmuz 2016, Keith Oatley, Toronto Üniversitesi, “Trends in Cognitive Science (Bilişsel Bilim)” Dergisi,