AFŞİN’İN NALBANT USTALARI


Değerli Afşinli Hemşerilerim Nalbantlık sanatının önemi için Cengiz Han'ın söylediği gibi “Bir çivi kayboldu diye bir nal kayboldu; bir nal kayboldu diye bir at kayboldu; Bir at kayboldu diye bir atlı kayboldu; bir atlı kayboldu diye bir haber kayboldu; Bir haber kayboldu diye bir savaş kaybedildi”sözünde olduğu gibi binek ve hizmet hayvanlarının özellikle atların yeryüzünde tarım ve savaş gibi ulaşım ve ihtiyaç giderlerinin tamamen hayvan gücüne bağlı olduğu dönemlerdeki etkisi hayatiydi. Yine bir atasözümüzde şöyledir.
‘’Bir mıh bir nalı kurtarır
Bir nal bir atı, bir at bir komutanı
Bir komutan bir orduyu , Bir ordu bir ülkeyi kurtarır’’
Binek hayvanlarına bağlı olarak ortaya çıkmış bir sanat olan nalbantlık, demircilikle birlikte gelişmiştir. Eski dönemlerde hayvanların ayaklarına ve toynaklarına keçe, kalın bez ya da köseleden yapılan ayaklıklar takılırdı. Dayanıksız olan bu ayaklıkların yerini zamanla madeni nallar aldı. Geçmişte ulaşım, taşımacılık ve çeşitli hizmetlerde hayvanların yaygın olarak kullanılması nedeniyle, nalbantlık motorlu araçların yaygınlaştığı 20. yüzyılın ilk yarısına değin önemini korudu. Askerlikte at ve katırın,Kadananın taşıdığı önemden dolayı hemen bütün ordularda uzun yıllar nalbantlıkla ilgili birimlere yer verildi. Örneğin Osmanlı ordusunun nalbant gereksinimini karşılamak için 1888'de Askeri Baytar Mektebi'nde modern nalbantlık dersleri verilmeye başladı. Afşin İlçemizde en itibarlı mesleklerden biri olan nalbantlık, teknolojinin gelişmesiyle birlikte eski önemini kaybetmiştir. Nalbantlık, at, eşek, katır, Kadana, öküz gibi binek ve hizmet hayvanlarının toynaklarına koruma amacıyla nal çakma zanaatı idi.
Nalbant
At ve eşek, katır, Kadana, öküz gibi yük hayvanlarının tırnaklarını korumak üzere, demirden takılan bir tür koruma aletine nal denir. Nal, tırnağın alt kenarının şekline uygun demirden çember biçiminde olup bu kenarı aşınmaktan korur. Nalın bir iç, bir de dış kolu vardır. Nalın kol uçlarında mahmuz bulunursa mahmuzlu nal, bulunmazsa düz nal denilir. Nal öteden beri, demirciler tarafından elle yapılırdı. Daha sonra nalbant adı verilen zanaatkârlar tarafından da, bu nallar eşek ve atlara özenle takılırdı. Nalın tırnağa takıldığı çivilere mıh denir. Nal, atın ayağının bir kayışla arkaya kaldırılmasıyla takılır. Bugün Afşin’de, nalbantlık sanatı yok olmuştur. Daha çok köylerde yaşatılan bir zanaat türü olmuştur. Bugün nalbant mahallesi olarak anılan yerde, önceleri nalbantların bulunduğu düşünülse de, Afşin’in her köşesinde nalbantların bulunduğu bilinmektedir. Diğer meslek dallarının aksine, nalbantlar bir yerde toplanma ihtiyacı duymamıştır. Köylerden Afşin’e gelen insanlar buralardaki hanlarda konaklardı. Her hanının yanı başında bir nalbant muhakkak olurdu. Bu insanlar çarşıda ihtiyacı olan şeyleri alırken nalbantta atların karınlarını doyurur ve toynak bakımı yapar, nallanması gerekiyorsa nallanılırdı. Peygamberlerden Süleyman Peygamberin karıncayı nalladığı rivayetlerde anlatılmaktadır. Yine ilçemizin sevilen insanı Kemal DEMİR’İN askerde yumurtayı kırmadan nalladığını asker arkadaşları tarafından anlatılmaktadır. Kemal DEMİR ayrıca Gramofon tamiratı da yapmıştır. Afşin’de bulunan çeşitli arabacı hanlarında mutlaka bir nalbant bulunurdu. Ayrıca, özellikle dağ yöresi ve köylerden gelenlerin hayvanlarını bağladıkları muhitlerde de, çoğu seyyar birçok nalbant görev yapmaktaydı.
Nalbant Nedir? Kime Denir?
Atların ayaklarına, arazi koşullarına karşı korumak amacıyla nal takan veya yıpranan nalı değiştiren kişidir.
AFŞİNLİ NALBANT USTALARI
1-Mehmet DEMİR (Bilo Memet),2-Memili MERCİMEK,3-Bekir GÖNEN
4-Mehmet GÖZÜKARA usta,5-Kemal DEMİR,6-Hüseyin BİÇİCİ, 7-Yusuf DEMİR,8-Hasan (Galemis),8-Apanların Hüseyin (Arıtaş Mahallesi)
9-Böhüce usta(BÖYÜKÇE USTA),10-Bekir usta,11-Mehmet usta,12-Kavaz Hasan, 13-Duran HAMİŞ (Aynı zamanda semerci ustası),14-Durdu HAMİŞ,15-MUSTAFA GÖNEN, 16-HAFIZ GÖNEN, 17-Halil ÇİNPOLAT, 18-Ali ÖZSOY, 19-Osman YILMAZ,
DERLEYEN
ARAŞTIRMACI YAZAR
MUSTAFA KÖŞ
AFŞİN KENT KONSEYİ TARİHİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜM BAŞKANI
Kaynak; Türk İslam Sanatları Hat dergisi