Değirmen, insanoğlunun bu güne Kadar yaptığı en önemli icatlardan biridir. İnsanlar yerleşik hayata geçtikten sonra beslenebilmek için tahılın un ve bulgur olarak değerlendirilmesi elzem olmuştur. Afşin-Efsus şehri dört yanı Irmak Çayla sulanan verimli bir ovası vardır. Hititler döneminde Afşin ovasında büyük tarım yapılmıştır. Tahıldan üretilen her türlü yiyeceğin temelini değirmen oluşturur. Buğday, arpa vb. tahılların öğütülmesine yarayan değirmenleri kullanılan enerjiye göre çeşitlendirebiliriz: Yel Değirmeni, su değirmeni, elektrikli değirmenler gibi... Günümüzde, değirmen motorunun farklı enerjilerle harekete geçirildiği örneklerine de rastlıyoruz.Afşin şehrinin Atlas Tepesinde tarihi bir adet Yel değirmeninin olduğu tarihi kalıntı değirmen taşlarından anlaşılmaktadır. Öğütme Taşı: İnsanoğlunun paleolitik çağın sonundan itibaren, neolitikle beraber, hem toplayıcılık hem de avlanma ekonomisinin yanı sıra yabani bitkilerden yararlanmaya başlamaları, yabani buğday ve arpayı ekip biçerek kültüre etmeleri sırasında özellikle bazalt taştan yaptıkları ezgi-öğütme taşlarını kullanmaya başladıklarını görüyoruz. Arkeolojik kazılarda M.Ö. 12. binden itibaren bu işlevi gören taşlarla karşılaşılmaktadır. Değirmencilik gıda maddeleri üretiminde tamamen otomatik üretime geçilen en eski tarımsal sanayi koludur. İnsanoğlunun ilk teknolojik aşamayı öğütme teknolojisinde gösterdiğini arkeolojik bulgulara dayanarak söylemek mümkündür. En eski tahıl öğütme vasıtaları, öğütme taşı ve eyer taşıdır. Bunların günümüzdeki uzantıları, bulgur ve aşurelik buğday dövmede kullanılan dibek taşlarıdır. Bunu dairesel dönme hareketine sahip taş el değirmenleri izlemiştir. Daha sonraları Pompei Değirmeni denilen taş değirmenleri kullanılmaya başlanmıştır. İlk çağın ülnü coğrafyacısı Strabon'un bildirdiğine göre Roma ve Yunanlılardan önce tarihte bilenen ilk su değirmeni M.Ö.  1. yy.'ın sonlarında Anadolu'nun önemli yerleşim bölgesinden biri olan Afşin şehrinde önemli sayıda Su değirmenlerine rastlanılmaktadır.1563 Yılı Maraş Tahrir Defterleri kayıtlarına göre Afşin ve Çevresinde 1200 adet su değirmenin olduğu resmi tarihi vesikalardan ve Maraş Tahrir defterlerinin kayıtlarında bulunmaktadır. Türklerin Ortaasya’da yaşadıkları dönemlerde su ile çalışan değirmenleri kullandıklarını da biliyoruz. Osmanlılar döneminde de değirmencilik özel bir öneme sahipti. Uygulanan teknoloji ise genel hatları itibari ile klasik ortaçağ İslam teknolojisi idi. Osmanlılar döneminde su değirmenleri daha geşişmiş durumdaydı. İlk olarak İ.Ö. I. yüzyılda Roma'da ortaya çıkan su değirmenlerinin iki türü vardı.Tarihte Afşin şehri merkezinde 11 adet, Afşin Çoğulhan kasabasında 6 adet olup, 2 adeti halen çalışmaktadır. Afşin Dokuztay köyünde 3 Adet ,Afşin Söğütdere köyü 1 adet, Afşin Emirli köyünde 4 adet,Afşin Hurman –Yazıbelen köyünde 3 adet, Afşin Karagöz köyünde 3 adet, Afşin Kuşkayası Köyü 2 adet, Afşin Arıstıl-Bakraç1 adet Afşin Nişanıt-Başüstü 1 adet, Afşin-Kangal köyü 2 adet, Afşin-İnci köyü 2 adet, Afşin-Türksevin köyü Karasrdıç 1 adet, Afşin-Karagöz köyünde 3 adet, Afşin-Hunu (Arıtaş) 6 adet, Afşin-Nadır Köyü 1 adet, Afşin Kötüre köyü 2 adet, Afşin-Ortaklı –Mehre 1 adet, Afşin-Çobanbeyli 1 adet ,Afşin Ördek Köyü 1 adet Çalıbucak değirmen ocağı,Afşin Kargabükü köyü 2 adet, Afşin Esence 1 adet,Afşin Dağlıca (Marabuz) 4 adet, Afşin Höyüklü köyü TılAfşin 2 adet, Afşin Deveboynu köyü 1 adet, Afşin Alimpınar (Kayapınar ) 1 adet,Afşin Kabaağaç köyü 2 adet,Büğet köyü 4 adet olmak üzere toplam 76 adet Afşin İlçesin'de su değirmenleri bulunmaktaydı. Bunlardan Sadece Afşin Tanır Kasabasında 3 Adet ve Afşin Çoğulhan Kasabasında 4 adet ve Afşin Söğütdere köyünde halen çalışmakta olan 1 adet su değirmeni olmak üzere 8 adet su değirmeni halen çalışır durumda bulunmaktadır.Aynı zamanda Afşin Atlas tepesinde de1adet Yel değirmeni bulunmaktaydı. Maraş Sancağına bağlı Efsus-Afşin şehri ve çevresinde 1563 yılında 1200 adet değirmenin bulunması İlçemiz Afşin şehrinde önemli şekilde tarım yapıldıdığı ve Türkiyenin önemli bir tahıl ambarı olduğunu göstermektedir.Afşin aynı zamanda Mezopotamya toprağıdır. Birinci türde, değirmen çarkı, değirmen taşlarının altına yatay olarak yerleştiriliyor ve bir su akıntısı tarafından döndürülüyordu. Arada hiç dişli yoktu. Çark mili uzatılıp, yukarda taşla birleştirilirdi. Hem sürekli hızlı akan akarsulara gerek göstermesi, hem de 1,5 beygir gücünü aşmayan çalışma güçlerinden dolayı,bu değirmen türü sonradan pek geliştirilmedi. Günümüzde de yalnızca Avrupa ve Asya'nın dağlı bölgelerinde az sayıda örneği bulunmaktadır.İkinci tür değirmende çark dikey olarak yerleştiriliyor ve çarkın kanadına aşağıdan ya da çarkın üstündeki bir oluktan su veriliyordu. Böylece, dönme gücü yalnızca oluktan gelen su basıncıyla değil, çarktaki kanatların ağırlıklarıyla da ortaya çıkıyordu. Çapları 2,6 metre olan çarkların kullanıldığı Roma değirmenlerinin 36 beygirgücünde olduğu sanılmaktadır. Saatte 300 kg un işleyebilen bu değirmenler, 3045 dev/dak hızla dönüyorlardı. Yatay çarkın tersine, ikinci tür değirmende, değirmen taşlarına 4 kat artırılmış hız veren dişliler kullanılıyordu. Dikey çarklı değirmenler,yeterlisuyun bulunduğu her yerde yapılabilmelerine karşılık, su dönüşünü sağlamak için ayrıntılı düzenler kurulmasını gerektirmeleri bakımından düşük güçlü oluyorlardı. Roma İmparatorluğu'nun son yıllarında ve kavimler göçü döneminde Avrupa'nın her yanına yayılan su değirmeni, XI. yüzyıla kadar yalnızca tahılların öğütülmesi amacıyla kullanıldı. Ama, XII. yüzyılda değirmenler, bira fabrikaları için arpa, sepievleri (tabakhaneler) için ağaç kabuğu öğütmeye başladılar. Ayrıca, ana şafttaki dişlilerin yerini krank kolları aldı ve su değirmenlerinde çekiçler, testereler, körükler, zımbalar da kullanılmaya başlandı. Böylece Ortaçağ boyunca, endüstride su enerjisinden yararlanma oranı günden güne arttı. Ortaçağ'da demir endüstrisi, suyla çalışan demirci ocaklarıyla gelişti. Su değirmenleri bir süre sonra, silah namlusu yapımında ve kağıt hamuru üretiminde de kullanıldı. Endüstride su gücünden günden güne dah çok yararlanılmasına karşılık, değirmen çarklarının veriminde ya da büyüklüğünde önemli bir değişiklik olmadı. Çarklar tahtadan yapılıyor, tahta dişlilerle döndürülüyordu. 4 metre çapında bir çarkla çalışan bir değirmenin gücü 30 dev/dak için 10 beygirgücü kadardı. SuÇarkı:Akmakta yada dökülmekte olan suyun doğrusal hareketini dönme hareketine dönüştürmekte kullanılan mekanik aygıta basitçe su çarkı denebilir. Temel olarak bir tekerleğin çevresine yerleştirilmiş paletler-den oluşur.Hareket etmekte olan suyun paletlere uyguladığı kuvvetin çarkı döndürmesi ve bu dönme hareketinin de çarkın merkezindeki mil aracılığıyla makinelere iletilmesi ilkesine dayalı olarak çalışır. İnsan yada hayvan gücünün yerini alan ilk mekanik enerji kaynağı olan su çarkı, suyun yükseğe çıka- rılması, tahılların öğütülmesi sağlanıyordur.Bu değirmen, insan gücünden başka bir güçle harekete geçirilen ilk dişli uygula-ması olarak da kabul edilmektedir.Alttan su alan bir çarkla donatılmış olan bu değirmen, ortadan yada üstten su alan çarklı değirmenlerin aksine, düşmekte olan suyun ağırlığından yararlanamıyordu.Ortadan ya da üstten su alan çarklı ve dişli donanımlı değirmenlerde daha fazla yardımcı donanıma gerek vardır.Ama her türlü su gücünün kullanılmasına olanak sağladığından bu değirmen de yaygın olarak kullanılmıştır. Bu değirmenlerin yapımı sırasında karşılaşılan en büyük zorluk, değirmenin, suyun çarkın istenen yerine düşmesini sağlayacak biçimde konumlandırılmasıydı. Bazı uygulamalarda bunu sağlamak için uzun bir değirmen deresinin ya da küçük bir setin inşa edilmesi gerekiyordu. Vitruvius’tan 12.yy kadarki dönemde dişli donanımlı su değirmenlerinin gelişimine ilişkin çok az bilgi vardır. Bu dönemde yapılmış en önemli değirmenlerden biri, Ahşap dişlilerle ve her biri 2 m çapında 16 adet üstten su alan çarkla donatılmış bu değirmenin yaklaşık 80bin kişi için buğday öğüttüğü sanılmaktadır. Dişli donanımlı su değirmenleri Roma İmparatorluğu’nda kullanılmıştı. Şehrimizde bulunan tarihi su değirmenlerime Afşin-Efsus şehrinin çok büyük bir kent olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
ARAŞTIRMACI YAZAR
MUSTAFA KÖŞ
AFŞİN KENT KONSEYİ TARİHİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜM BAŞKANI