Tarihimizin bir döneminde belediye başkanlığına tekabül eden Şehreminilik, Osmanlı İmparatorluğu’nda 1831 yılında kaldırılıncaya kadar devlete ait saray ve binaların bakım ve onarımından, bunların alım ve satımlardan, saray görevlilerinin aylıklarının ödenmesinden sorumlu olan kimselere denilirmiş.  Şehreminliği (Şehremaneti) 1854 yılında yeniden teşkil olunarak günümüzdeki anlamda belediye hizmetlerini yüklendi Cumhuriyet Döneminde ise görevlerini belediye başkanlarına devredilerek kaldırıldı.

1930 tarihinde 12 Eylül dönemine kadar yürürlükte kalan 1580 sayılı Belediyeler yasası çıkarıldı. 1984 yılında ise belediye mevzuatında yeni düzenlemelere gidildi. İlk defa ülkenin 3 temel büyük kenti olan İstanbul, Ankara ve İzmir kentleri büyüşşehir kapsamına alındı.

Asıl konumuz olan Afşinde belediyeciliğin tarihçesine baktığımızda, Efsus’un 1910 yılında Sultan Mehmet Reşat’ın gönderdiği beratla belediye teşkilatına kavuştuğu söylenir. Ancak sözkonusu belge belediyemizin arşivinde bulunamamıştır. İstanbulda arşivde çalışan bir öğrencimin bu belgenin gerçek olup olmadığını aramasından da sonuç alınamadı.   

Yazılı belge yoksa yapacağımız diğer bir yöntem de yaşlıların belleklerine başvurmaktır. 14/8/2010’da görüştüğüm emekli Ziraat Teknisyen1934 Afşin doğ. hemşerimiz Arif Taşkale’den öğrendiğim kadarıyla Efsus, 1910 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştur.  “Afşin’in ilk belediye başkanı Ağaların Mehmet Ağadır. Afşin’in belediyelik yönetimine kavuşması Mehmet Ağanın yöredeki saygınlığı ve dirayeti sayesinde olmuştur. Göksun-Kayseri yolu üzerinde Yalak (Yeşilkent), Kemer ve İnce Mağara köyleri vardır. Mehmet Ağa, bir yolculuk esnasında İnce Mağara Köyü’nde Dersim’den gelip buraya yerleşen saygın bir aile olduğu için tanıştıkları Ramiz Efendi, Dersim’in ilk meclisi mebusandaki vekili Diyab Ağanın oğludur. Gengozadelerden Ramiz Ağanın evinde Ağaların Mehmet Ağa, yörenin ileri gelenleri ve ağaları ile misafir olarak sohbet ederken sabahleyin bir Ermeni yurttaş gelip, yeğeninin Haçin yöresinde çeteler tarafından kaçırıldığını söyleyip yardımcı olunmasını rica eder. Mehmet Ağa, telaşlanmamasını, her şeyin bir çaresinin bulunacağını belirtip o bölgede ünü yayılan Gizik Duran namındaki çete reisine bir haber gönderir. Sivas-Afşin arasındaki İncemağara’daki Ramiz Ağanın oğlu ve torunu Suna hanımla tanışıp konuyu görüşmüştüm. 

3/10/2010’da hemşerimiz Doğan Bozkurt’tan 1932 doğ...  aldığım bilgiye göre, Gizik Duran eşkıya Hacı Uçgaç’ın adamlarından biridir. Sözkonusu Hacı Uçgaç nam eşkıya ise, dedeleri Erzincanlı zengin bir ağa iken servetini efsanevi biçimde kaybeden kişinin oğlu olarak Göksun yöresine yerleşen ve  Ermeni Çeteleriyle mücadele eden Kara Mustafa’nın oğludur. Konuyla ilgili Efsane ileride yayımlanacak olan Afşin-Elbistan Yöresi ve Tarihi isimli çalışmamızda mevcuttur. Kara Mustafa Göksun taraflarına gelerek oğlu ile Ermenilere karşı bir çete kurup yetmiş adam topluyor. Ve oğlu Hacı Uçgaç ile Göksun, Mağara (Tufanbeyli) Sis (Saimbeyli) dolaylarında Ermeni çeteleriyle mücadeleye girişiyor.   Bölgede hangi vukuat olsa ondan bilinirmiş. Kara Mustafa yedi yıl Antep Hapishanesinde tutuklu kalıyor. İşte eşkıya Gizik Duran, Kara Mustafa ve oğlu Hacı Uçgaç’ın adamlarından biri olup hemşerimiz Mehmet Ağa’nın tanıdığı kişidir.

 

Ermeni genç akşama doğru bir atla Ramiz Efendinin evine getirilir. Ermeni yurttaş bundan çok memnun kalır. Mehmet Ağa ile tanışır ve kendisinden bir talepte bulunmasını ister. Mehmet Ağa da Efsus’un belediyelik olmasını ister. Ermeni yurttaş İstanbul’da ikamet ettiği ve sarayla yakın teması bulunduğu için kısa bir süre içinde saraydan (Sultan Mehmet Reşat’ tuğralı Efsus’un belediyelik olduğuna ilişkin emirname gelir ve böylelikle Efsus 1910 yılında belediyelik olur. Mehmet Ağayı da Efsus halkı bu saygınlığı ve dirayeti nedeniyle ilk belediye başkanı olarak seçer. Ancak Mehmet Ağa, resmiyet ve protokol kaideleri içinde yaşamaktan pek hazzetmeyen bir mizaca sahip olduğundan arkadaşı Sadık İnan’a belediye başkanlığı görevini devretmek ister. Sadık İnan da, eğer kendisine bir elbise diktirirse görevi kabul edeceğini belirtir. Mehmet Ağa, Sadık İnan’a bir elbise diktirerek başkanlık görevini arkadaşına devreder.

Mehmet Ağa’nın bu tutumu, eskiden beri yönetime ilgi göstermeyen ve merkezden yönetilmeyi bir karakter haline getiren halkımızın siyasete karşı geleneksel anlayışını yansıtmaktadır. Bu yaklaşım siyaset terminolojisinde bir uç (extrem) tutumu temsil eder. Ancak, 1950’lerden sonra bizde başlayan siyaset tutkusu ve kitleleri yönetme içgüdüsünün -orta yolu değil de- günümüzde tavan yapan yine ters yönde bir uç tutum olan ne pahasına olursa olsun siyasi ikbal hırsını doğurması oldukça çarpıcı bir durumdur. Uç tutumlarda kendilerini ifade etmek isteyen tipler orta yolu temsil etmekte zorlanırlar. Şimdilerde, değil belediye başkanlığını elbise almak pahasına arkadaşına devretme, bir il genel meclis üyeliği için bile kırk yıllık hukukların çiğnenebildiği ve dostlukların bitirilebildiği günleri yaşıyoruz.

Hemşerimiz Ağaların Mehmet Ağa 1910 yılında belediye başkanı seçilip bir yıl sonra da arkadaşına görevi devretmesinden sonra Efsus’un hem mülki hem de mahalli yönetimi savaş ve iğtişaş (karışıklık) dönemlerinde Sadık İnan’a geçer.

1911 yılından 1928 yılına kadar Efsus’un belediye başkanlığını Sadık İnan yürütür. Hemşerimizin belediye başkanlığı yıllarında hem servetini artırması hem de Efsus halkı ile iyi ilişkiler kuramayışı nedeniyle şikayetler artınca 1928 yılında Celvanlıoğlu İbrahim Efendi (Özdemir) Efsus Belediye Başkanlığa atanır. 

1928 yılında Efsus’un belediye başkanı hemşerimiz İbrahim Özdemir olur. Bu grevi 1950 yılına kadar yürütür. 22 yıllık belediye başkanlığı dönemi içinde Nahiye olan Efsus’u 1944 yılında ilçe teşkilatına kavuşturup ilçemizin Afşin adını almasını sağlamıştır. İbrahim Özdemir belediye başkanlığı döneminde Afşin’de çarşı caddesi açılmış, kaldırımlar yapılmış, dükkânlar kepenklerle güvence altına alınmıştır. Afşin’in o dönemlerinde içme suyu şebekesi olan Avgın su kaynağı, Afşin’in eski çarşısının sembolü olan Şadırvan, Asri Hamam ve uzun yıllar Ortaokul olarak hizmet veren Belediye Başkanlık binasını yaptırmıştır. Yine hemşerimizin döneminde Afşin belediyesine ilk motorlu araç olarak bir kamyon getirilmiş daha sonra da ikincisi getirilerek belediye hizmetlerinde ve taşımacılıkta kullanılmıştır.

Tarım ve hayvancılığa dayalı geleneksel yapıdan modern toplumsal (sanayi ve endüstriye dayalı) yapıya dönüşme aşamasında toplum kesitleri arasındaki   yaşanan kentli-köylü ayrışmasını, Afşin ilçesi de 1960’lı yıllardan sonra yaşamaya başlamıştır. 1970’li yıllarda, özellikle de bölgede kömür havzasının bulunup 1978’li yıllarda işletmeye açılmasıyla bu mücadele bu kez sosyologların “sosyal dinamik” adını verdikleri yerli yabancı çekişmesine dönüşmüştür. Afşin’de yerli köylü ve yabancı ayrımı ekonomik, siyasal ve kültürel dinamiği hızlandırmıştır.  

1910-2016 yılları arasında geçen yüz küsur yıllık dönemde Afşin’de yerel yönetimde öne çıkan aileler:

Ağalar (Mehmet Ağa (1910-1911)

İnan (Sadık) lar (1911-1928 Sadık İnan)

Cevlanlar (1928-1950 İbrahim Özdemir)

Süllüler (1950-1960) üç dönem H. Mehmet Demir)

Gişiler (1963-1968) Kemal Ertekin)

İmamlar (1969-19739 Attilla İmamoğlu)

Hacıömerler 1973-1978 Hanifi Hacıömeroğlu)

Köfteciler (1978-1980 Doğan Bozkurt)

Çakırlar, (1984-1989 Şeref Peköz)

Gişiler (1989-1994 ve 1994-1999 Ergün Ertekin)

Süllüler (1999-2004 Yalçın Demir)

Karaahmetler (2004-20099 İrfan Gedikbaşı)

Kuşkayalı Aydoğanlar (2009-2014 Fazlı Aydoğan)

Güvenler (2014-  -  -  -  -    Mehmet Fatih Güven).

 

Not: incelemenin dipnotları Afşin-Elbistan Yöresi Tarihi adlı çalışmamızda mahfuzdur.