Gezinin I. Günü

                               Resim 1

 2006 Yazı itibariyle başladığım Afşin ve Yöresi Tarih ve Kültür İncelemelerim yaklaşık beş yıl sürdü. Araştırma önce kütüphanelerde belge ve vesikaları incelemekle başladı. Tarih yazımının salt belge araştırmalarıyla yazılamayacağı anlaşılınca alana inmek, yerinde incelemeler yapma zorunluluğu doğdu. Yaz-kış hafta sonları ve boş zamanlarımda Sivas-Afşin arasında deyim yerindeyse adeta mekik dokudum.

1 Nolu resim, 07.07.2006’da Afşin ve Yöresinin Arkeolojik Topoğrafyasını Belirleme çalışmasına çıkacağımız anı resmetmektedir. İnceleme gezilerime değerli hemşerilerimden katılanlar oldu. İlk geziyi, gezi fotoğraflarını çeken Mustafa Bilal Özden, Ahmet Hocaoğlu ve araç sahibi öğrencim Mustafa Kalfe ile yapmıştık. İlk gezi Hunu Kasabası ile Sevin Köyü arasında kalan ve yörede Ziyaret ya da Dede adı verilen Dikmen Tepesi’ne yapıldı.

Resim 2

Araç sahibi Mustafa Kalfe Necati Demir ve Ahmet Hocaoğlu.

Resim 3

2 ve 3 Nolu resimler Büyüksevin Köyü’nün yine kuzeybatısındaki Dikmen Tepesi’nin aracımızın çıkabildiği yerden yörenin resimlerdir. Dikmen Tepesi’ne çıkmak ancak 4x4 denilen Jeeple mümkün olabildi. Tırmanış araçla bile oldukça riskli ve tehlikeler atlatmayı gerektirmektedir. Büyüksevin Muhtarlığı yıllar önce eğimi azaltmak için bir Grayder vurdurmuş ama arabanın oraya çıkmasına şaşmamak mümkün değil. Bazen arabanın geçeceği yolu biz yapmak durumunda kalıyoruz. Yol taşlı, viraj var ve eğim oldukça dik olunca teker yer tutmuyor, biz üç kişi arkadan destek veriyoruz ama teker bize badanaj yaparak taşlar fırlatıyor. Nihayet araba hareketleniyor ve bir daha da durmuyor. Biz arabanın ardından çaresiz yürüyoruz.

 Resim 4

4 Nolu resim araç yolu bittikten sonra spor ayakkabılarımızın giyildiği anı resmetmektedir.

Mezarın içi taban dışında tavan ve duvarlar kesme taştan yapılmış. Mezarın giriş yeri güneye bakıyor. Kuzey duvarı taraf defineciler tarafından kırılmış vaziyettedir. (5-6-7-8-9. Resimler).

Resim 5

Ziyaret ya da Dede tabir edilen Roma dönemine ait mezarın içi.

Resim 6

Mezarın tavanı geniş kemer şeklinde yapılmış olup dikdörtgen kesme taşlar kullanılmıştır.

Resim 7

Resim 8

Dikmen Tepesinin başındaki Tümülüs’e batı cephesinde beşyüz metrelik yaya tırmanma sonucunda ulaşıyoruz. Büyüksevin’de ‘Dede’ denilen bir Roma mezar kalıntısının içini göstermektedir. Bu mezar kalıntısından çıktıktan sonra mezarın üstündeki toprak Tümülüs’ün üzerine çıkıyoruz ki bu tam zirve noktasıdır. Kan ter içinde kalan vücutlarımız tepedeki rüzgarla birden bire buz gibi oluyor. Burada en yüksek ucunda bir rüzgarın etkisiyle fırıl fırıl dönerek elektrik üretilen bir bayrak direği dikilmiştir. Ancak talihsizlik fotoğraf makinemizin şarzlı pili bittiğinden burayı ve Yöredeki ovayla birlikte Atlas, Beyceğiz ve İkiz Tepelerinin dalgalı çarşaf gibi ayağımızın altına serildiği ve bu noktadan Afşin ve Elbistan çıplak gözle görüldüğü bu görkemli manzarayı resmetmekten mahrum oluyoruz. 7/7/2006

Afşin’in kuzeybatısında Büyüksevin Köyü’nün kuzeyindeki Dikmen Tepesi, bölgenin düzlük ya da tepelik her tarafının dalgalı bir çarşaf gibi ayak altına serildiği hakim bir mevkiidir. Buraya 4x4 denilen Jeeple de olsa çıkabilmek oldukça riskli ve tehlikelidir. Büyüksevin Muhtarlığı eğimi azaltmak ve tepeye ulaşabilmek için yıllar önce bir grayder vurdurmuş ama arabanın oraya çıkmasına şaşmamak mümkün değil. Bazen arabanın geçeceği yolu biz yapmak durumunda kalıyoruz. Yol taşlı ve virajlı, yokuş oldukça dik olunca teker yer tutmuyor, biz üç kişi arkadan destek veriyoruz ama teker bize badanaj yaparak taşlar fırlatıyor. Nihayet araba hareketleniyor ve bir daha da durmuyor. Biz arabanın ardından dik ve taşlı yol üzerinde çaresiz yürümek zorunda kalıyoruz. 1243’te yapılan Kösedağ Savaşıyla Anadolu’ya korku salan Moğol Abaka Hanın komutanları yönetimindeki büyük bir Moğol ordusunu, Sultan Baybars’ın güçlerinin bu ovada yenişi adeta gözlerimizin önünde canlanıveriyor.

II. Gezide, Kaya Kitabesi, Hurman ve Süt Pişiren Kaleleri incelenmiştir. Bir sonraki yazımız bu konuya hasredilecektir.